Levent Özçelik

[email protected]

ROMA

Roma’yı keşfetmek demek damağınızın da bir keşfe çıkması anlamına gelir. Tercihiniz yemek, pasta, dondurma ya da kahve olabilir. Sondan başlayalım... Kahvenin Roma’daki en ünlü adresi kuşkusuz Sant’Eustachio. Piazza Navona, Pantheon’a çok yakın olan kafe mozaikleriyle dikkat çekiyor. Bu eski kahvecide kahve büyük fincan ve özel bir kahve kremasıyla ikram ediliyor. Kahveci Senato’ya çok yakın ve her zaman İtalyan ve yabancı müşterileri var. Roma’nın en eski kafesi olarak da bilinen Via Condotti’de bulunan Caffe Greco ise geçmişte önemli entelektüellerin buluşma merkeziymiş. Bugün de Roma’nın en popüler kafelerinden biri. 1919’da açılan Sciascia Cafe, ilk bakışta eski stil İtalyan eczanesi gibi görünse de durum farklı. Burada öncelikle spesiyalleri denemelisiniz; espressoyla yapılan çikolatalı kahve kısa zamanda sizi de müdavim yapacak. Ducati Caffe Roma’ya gelince, şehrin farklı konsept mekânlarından, tasarımıyla bana kendimi Roma değil Milano’da hissettiren bir kafe. Dünyaca ünlü motosiklet markasının etkisi kafenin genel tasarımına yansımış haliyle. İçeride motosiklet aksesuvarları ve özel Ducati teşhirleri de bulunuyor. Aperitif mönüleri ve kokteyller oldukça iyi.

GELENEKSEL YEMEKLER

Luzzi, Colosseum’dan sadece 5 dakika uzakta bir restoran. Fiyatları uygun olmakla birlikte en önemli özelliği geleneksel Roma yemeklerini keşfetme şansı sunması. Dışarı atılan masalarda geleni geçeni seyrederek yemek yemek çok keyifli... Hostaria al 31, Roma’nın en lezzetli pastalarını yapan kafelerinden. Bir diğer alternatif de Tazza d’oro. Burada Roma’nın en iyi espressolarını içebilirsiniz. Tercihiniz dondurmaysa şehrin en iyi dondurmacılarından San Crispino’yu öneririm.

PİZZA

Pizza ya da fettucini... İlk akşamınız için iki farklı alternatif: Alfredo şehrin belki de en lezzetli fettucino’sunu yapıyor. Mutlaka tecrübe edin. Pizza için de tercihiniz Fior Fiore olmalı. İspanyol Merdivenleri’nin hemen karşısındaki sokaklardan Via Novara’daki Fior Fiore de bunlardan biri.

Bar del Fico: Piazza del Fico 26 adresinde bulunan Bar del Fico’nun restoran kısmına geçmek için acele etmezseniz, barında gayet keyifli vakit geçirebilirsiniz. Vatikan duvarlarının hemen yanındaki köklü Toskana restoranı da Dal Toscano müze yorgunları için ideal mola yeri. Via Veneto’da bulunan Doney, yerel ve mevsimsel lezzetleriyle öne çıkan restoran. Hotel de Russie, Roma’nın en güzel otellerinden. İçindeki Stravinskj Bar kadar restoranı da gerçekten çok şık. Sıcak bir yaz gecesinde Hotel de Russie’nin huzurlu ve ağaçlarla kaplı mis kokulu bahçesinde mum ışığında hoş bir akşam yemeği gerçekten ömre bedel... Gusto (Piazza Augusto Imperatore 9) kesinlikle Roma’nın en serin pasajlarından birinin altında leziz mutfağıyla da dikkat çeken bir alternatif. Özellikle cuma akşamları genç Romalıların buluştuğu popüler bir mekân.

MİLANO

Milano Piazza San Carlo’nun köşesine saklanmış küçük pastanede, Milano’ya özgü marachino’yu için. Dar dipli, geniş ağızlı fincanda sunulan kahveyi, ayrıca bir tatlı kaşığı kremayla tatlandırıyorlar. Gerçekten harika bir kahve, tadı damağınızda kalıyor ve uzun süre terk etmiyor damağınızı. Princi, şehrin ünlü fırını. Kahvaltılarıyla ünlü fırın Via V. Foppa 2 numarada. Ardından Corso Garibaldi ve Corso Como rotası özellikle akşamüzerine doğru ideal bir gün sonu noktası olabilir. Bölge gerek alışveriş gerek yiyip içmek için ideal. Şehrin en eski ve en özel uğrak noktalarından Cafe Raditzky’nin aperitifleri süper. Kalın hamurlu pizzalarıyla ünlü Pizzeria Spontini’ninse üç şubesi var. Merkezde yer alan Cracco’nun fiyatları pahalı ama değer. Şef Caracco’nun mönüsüne ödüllü şaraplar da dahil.

LEZZET DETAYLARI

Davai Bar: Davai, Rusça’da “Haydi” anlamına geliyor. Barmen Mario Tozzi oldukça ilginç votka kokteylleri hazırlıyor. Sadece votka kokteylleri yapılan bir bar burası. Moleküler kokteyl deneyimini burada yaşadım. Radetzky: Milano’da her daim ilk durağım. Akşamüzeri aperitifleriyle ünlü. Ve tabii içkinin yanında verdikleri atıştırmalıklarıyla. Corso Garibaldi, 105 numarada... Buro Borsari: Corso Di Porta Romana, yani Roma Kapısı diye bilinen bölgedeki restoran-bar, geleneksel tarzını bozmamış bir mekân. İtalyan mutfağının tipik örneklerini tadabileceğiniz Buro Borsari’de gece yarısına doğru canlı müzik başlıyor. Şehrin en eski ve ünlü şarapçılarından Cantine İzola da görülmeye değer. Ayrıca şehrin ikonik restoranlarından biri haline gelen Via Dell’Orso’daki Il Coriandolo’da Milano’ya özgü bir lezzet olan mürekkepbalığı soslu risottoyu mutlaka deneyin.

YEMEK MODASI

Modanın başkentlerinden Milano’da pek çok tasarımcının adını ve imzasını taşıyan restoran ve bar var. Bunlardan Stefano Dolce ve Domenico Gabbana’nın tamamıyla altın yaldızlarla kapladığı restoran “Gold” (via Carlo Poerio), Giorgio Armani’nin Armani Cafe’si (via Croce Rossa 2), Roberto Cavalli’nin Just Cavalli’si (via L. Camoens), ilave olarak sushi’leriyle ünlü Zero Magenta (Corso Magenta 87) ve G Lounge, son birkaç yılın gözde mekânlarından. Aslına bakılırsa, Milano da aperitif barlarıyla ünlü...

BOLOGNA

Bologna’daki gurme turuma Simoni Şarküteri’nin sahibi Davide ile ayaküstü sohbet ederek başlamıştım. Simoni’nin bulunduğu Via Drapperie’de yan yana dizilmiş şarküteri ve manavlar Emillia Romagna mutfağının zenginliğini sergiliyor adeta...

La Baita: Pescherie Caddesi’nde fazlasıyla yiyecek dükkânı bulunuyor; ev yapımı peynirler, yemekle ilgili aklınıza gelebilecek her çeşit ürün elinizin altında.

Leoni: Omzunda pek çok Michelin yıldızı bulunan şef Marcello Leoni, şehrin en iyilerinden. (Piazza De Mello, 4)

Torre Prendiparte: Hem oda kahvaltılı konaklama hem de kulenin tepesinde şehrin en iyi panoramik görüntüsü ve ona eşlik eden nefis tatlar için... Les Rois du Monde: Galeri ve sanat merkezlerinin ortasında bir bistro. Özellikle arka odada sergilenen eserleri görmelisiniz. (Via del Pratello, 29) Bu arada Cafe Zanarini, şehrin belki de en iyi brasserie’si. Fiyatlar biraz el yaksa da atmosferi ve nefis kahveleri için gidilmeye değer.