Türkiye’ye en yakın Yunan adalarından biri Nisyros. Önce Bodrum’dan Kos’a geçiyorsunuz, oradan da hop Nisyros’a; Ege denizinin en muhteşem adalarından birine! Rodos gibi büyük ve kalabalık bir adada tatil yapmak, geceleri eğlence mekanlarında sabaha kadar dans etmek istiyorsanız Nisyros hiç size göre değil. Ama bu küçücük adada sakinliğin, taze balık yemenin ve geceleri dalgaların vurduğu kıyılarda oturup uzo içmenin keyfini çıkarabilirsiniz. Yunan müziği her kafede, restoranda, meyhanede size eşlik ediyor. Mavi, beyaz evleri, daracık sokakları ve yasemin kokularıyla Nisyros, insanın başını döndürüyor.

SAKİN VE HUZURLU

Sahilden yukarı doğru kıvrılan daracık sokakların birbirine bağlandığı Nisyros’ta yaşam gerçekten çok sakin. Büyük ve meşhur Yunan adalarının karmaşası, trafiği, gürültüsü ve müşteri çekmeye çalışan satış elemanlarının çığlıkları yok burada. Sahil boyunca uzanan balık restoranlarında ve kafelerde yer bulmak da sorun olmuyor. Restoranların önündeki fiyat listelerine bir göz gezdirin, deniz ürünleri gerçekten çok ucuz. Akşamüstü sadece bir kadeh şarap ya da uzo içerek Ege’de günbatımını izlemek isterseniz, restoranların hemen hepsinin önünde kafe bölümleri de var.

VOLKANİK ADA

Nisyros’u turistik bir yer haline getiren özelliklerden biri de adada bulunan yanardağ. Hâlâ aktif olan yanardağa, her sabah limandan otobüsle turlar düzenleniyor. Adada bir gününüzü bu geziye ayırmanızı öneririm. Ama tabii yoğun kükürt kokusuna hazırlıklı olun. En son 1422’de patlayan yanardağın kıyısında kurulu olan Nikea Köyü, mozaikli meydanı, kilisesi ve bembeyaz boyanmış sokaklarıyla tam fotoğraflık!

MİNİK MEYDANLAR ÇOK KEYİFLİ

Bütün Yunan adalarında olduğu gibi burada da binalara mavi ve beyaz renkler hakim. Kollarınızı iki yana açtığınızda, sokağın iki yanındaki evlere dokunabilirsiniz. Bu daracık sokaklara güneş giremediği için kavurucu sıcağı hissetmiyorsunuz. Gezerken, insanın içini ferahlatan minik meydanlar çıkıyor karşınıza. Zemini küçük taşlarla mozaik deseni bezenmiş bu meydanlar görülmeye ve fotoğraflanmaya değer. Bazılarında kafeler de var; hem Greek coffee (yani bildiğimiz Türk kahvesi) hem de dünya kahvelerinden çeşitleri tadabilirsiniz. Adanın yukarısında, meydandaki devasa manolya ve kestane ağaçlarının gölgesinde serinlemek ve gelen geçeni izlemek de çok keyifli...

DAR SOKAKLARDA KAYBOLUN

Nisyros Limanı’na adım atar atmaz fark ediyorsunuz ki, bu ada Ege Denizi’nde yüzmekten yorulmuş; adeta dinleniyor. Öylece uzanmış, üzerinde sürüp giden yaşamı izliyor. Limanda sizi küçük pansiyon ve otellerin levhaları karşılıyor. “Buraya gelin, biz daha iyiyiz” diye kolunuzdan çekiştirmiyor kimse. Zaten siz de yolunuzu bulmakta zorlanmıyorsunuz, çünkü seçenek fazla değil. Limana inince yönünüzü sağa çevirin, küçük dar bir sokaktan ilerleyin; 200 metre yukarıda bir otel ve oraya varmadan da küçük pansiyonlar var. Hepsi deniz gören otellerden birine yerleştikten sonra, isterseniz motosiklet ya da bisiklet kiralamak için tekrar aşağı inip adayı keşfetmeye buradan başlayabilirsiniz. Hemen söyleyeyim; Nisyros’un bazen genişliği bir buçuk metreyi geçmeyen sokak aralarında araba kullanmak olanaksız. Bu nedenle yürüyerek gezmenizi öneririm.

GÖRMEK İÇİN 5 NEDEN

1. Nisyros Adası’nda ortaçağdan kalma Khara bölgesindeki daracık labirent sokaklarda yürümek çok keyifli.

2. Avrupa’nın en büyük aktif volkanı burada. Stefanos kraterinin çapı 300, derinliği ise 25 metre. Sıcaklık ise 100 dereceyi buluyor.

3. Mavi yolculukla Yunan Adaları turuna çıkanların en beğendiği adalardan biri de Nisyros.

4. Nisyros tatilde sakinliği seçenlerin tercih edebileceği adalardan biri. En romantik tatilinizi burada geçirebilirsiniz.

5. Tavernaların çoğu sahilde ve turistik değil ‘gerçek’ Yunan tavernası. Burada Yunan müzikleri dinleyebilirsiniz.

Füsun Saka