Out of Africa filmini hatırlar mısınız? Danimarkalı bir soylu ailenin kızı Karen Blixen, barones ünvanı için Bror Blixen’le evlenir ve onunla birlikte kahve yetiştiriciliği yapmak üzere Afrika’ya yerleşir. Yıl 1913’tür ve o zamanlar Afrika’nın büyük bölümü Avrupa sömürgesidir. Karen, kocasının onu ihmal etmesi ve aldatması üzerine büyük bir yalnızlığa düşer. Bu arada, avcı Denys Finch Hatton’la tanışır ve ona aşık olur...

Kenya deyince benim aklıma ilk gelen, bu filmdeki tutkulu aşk hikayesi. Ve devamında Avrupa’nın sömürüsü altında yaşanan sefalet, olağanüstü güzellikteki doğa ve yaban hayatı...

Kenya’da yemyeşil çay ve kahve bahçeleri arasında dolaşırken, “Cennet böyle bir yer olsa gerek” diye düşünüyor insan. Burası yeşilin, mavi, turuncu ve kırmızının ülkesi. Yılın sekiz ayı her yer yemyeşil. Turuncunun tonlarını başka hiçbir yerde buradaki gibi göremezsiniz. Güneşin doğuşu ve batışı dünyanın başka hiçbir bölgesinde bu kadar etkileyici olamaz. Gün batımını izlerken güneşin içinde kaybolduğunuzu hissediyorsunuz; gökyüzü o kadar kızıl, sakin ve büyük ki... Evren, tam bir sessizliğe bürünürken büyüklüğünü de hissettiriyor. Kenya’da bir hafta gün batımını izlemek için üç yıl başka hiçbir yere tatile gitmemeye razıyım.

Afrika’da sabahın kızıllığı turuncuya karışırken, vervet maymunları ve babunlar sizi muzip bir gülümsemeyle selamlıyor. Kimi zaman da kahvaltınıza ortak oluyorlar. Kenya dünya çapında bir cazibe merkezi. Ülkeyi baştan başa gezmek zor, ama farklı rotalardan birini seçebilirsiniz.

Masai Mara’da klasik bir Free Shop görüntüsü.

RİFT VADİSİ ROTASI

(Nairobi-Masai Mara-Nakuru Milli Parkı-Naivasha Gölü)

Rift Vadisi tam bir doğa harikası. Ülkenin güneybatısındaki bu rota, muhteşem manza ve yaban hayat görüntüleriyle unutamayacağınız bir seyahat seçeneği. Başkent Nairobi, bütün safari turlarının başlangıç noktası. Nakuru Gölü kıyısındaki Nakuru Milli Parkı, Afrika’da leopar ve gergedan görme olasılığı en yüksek yer. Milyonlarca flamingo ve pelikan sayesinde de gerçek bir kuş cenneti.

Naivasha Gölü yerlilerin tatil mekanı; hafta sonları gölde yelken yapıyorlar ve yüzüyorlar. Göl, su aygırlarına, antiloplara ve yaklaşık 450 tür kuşa ev sahipliği yapıyor.

Kenya’da yapacağınız safarilerde bir çok vahşi hayvanı rahatlıkla izleyebilirsiniz.

Aslanları saatlerce keyifle izleyebilirsiniz.

KUZEY ROTASI

(Nairobi-Aberdares-Samburu)

Klasik Afrika savanından farklı manzaralar sunan kuzey rotası, Nairobi’den kuzeye çıktıkça yeşeren doğa, Afrika’nın en yüksek ikinci noktası olan Kenya Dağı’ndan (5199 metre) sonra yerini çöl ve yarı çöl habitatlara bırakıyor.

Nairobi-Aberdares yolundaki Nanyuki şehrinin önemli bir özelliği var: Ekvator çizgisi buradan geçiyor. Aberdares’in en büyük özelliği dünyaca ünlü Treetops Lodge. Treetops, bir ağaç otel. Tesisin tamamı ahşaptan yapılmış. Büyük kütüklerin üzerinde duran otelin kapıları gece sıkı sıkı kapatılıyor. Otelin yüksekteki balkonundan, hemen yan taraftaki su kaynağına gelen bufalo, fil, antilop ve hatta leoparları seyredebiliyorsunuz. Samburu, yarı çöl ve çöl habitatıyla, başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz canlıları izlemenize olanak sağlıyor.

Safari yapılan alanların içinde bulunan lüks otellerin otantik yemek salonları var.

Günün yorgunluğunu geceleri izleyeceğiniz dans ve müzik gösterisi unutturuyor.

GÜNEYBATI ROTASI

(Nairobi-Amboseli-Tsavo)

Bu rotada Afrika savanası ve nefes kesici volkanik manzaralarıyla yer alıyor. Amboseli Milli Parkı, Afrika’nın en kalabalık fil sürülerine ev sahipliği yapıyor.

Tsavo, Kenya’nın en büyük milli parkı ve çok çeşitli canlıların yuvası. Volkanik özellikteki kayalar, orman içinden akan nehirler bu parkta dramatik manzaralar oluşmasını sağlıyor. Park, yelesiz Tsavo aslanlarıyla ünlü.

Gezerken her zaman bu manzarayla karşılaşacaksınız. Yerli halk sizi böyle selamlayacak

GÖRMEK İÇİN 5 NEDEN

1. Kenya’nın en eski kentlerinden Mombasa, masmavi denizi, uzun kumsalı ve tropikal bitki örtüsünün arasına gizlenmiş otelleriyle görülmeye değer bir yer.

2. Masai Mara’da her yıl 15 Temmuz-15 Eylül tarihleri arasında gergerçekleşen büyük göçte, vahşi hayvanlar Tanzanya’ya doğru yola çıkıyor.

3. Dünyanın en eski ilk insan fosilleri Kenya’da. M.Ö. 2000’lerde de Kuzey Afrika’dan göç eden halklar bölgeye yerleşti.

4. Başkent Nairobi’deki Carnivore ‘dünyanın en iyi 50 restoranı’ arasında gösteriliyor. Burada timsah şiş, ızgara devekuşu veya impala eti yenebiliyor.

5. Başkent Nairobi’deki Carnivore ‘dünyanın en iyi 50 restoranı’ arasında gösteriliyor. Burada timsah şiş, ızgara devekuşu veya impala eti yenebiliyor.

Füsun Saka