Gezeceğiniz günü Pazartesi seçmeyin çünkü dünyanın her yerinde pazartesi günleri müzeler kapalıdır. Bugün gezeceğiniz müzelerin bazılarında müze kart geçerli bazılarında değil, bazıları ise ücretsiz. Gezi başlamadan müze kart sahibi olmak isterseniz 60 lira. Nereden alacağınız konusunun tüm detayları bu linkte.

Deniz Müzesi

Türkiye'nin denizcilik alanındaki en büyük müzesi. İçerdiği koleksiyon çeşitliliği açısından dünyanın sayılı müzelerinden biri olarak varlığını sürdürüyor. Müzede, saltanat kayıkları, bahriyeli kıyafetleri, el yazmaları, gemi modelleri, sancaklar, haritalar, tablolar, tuğralar ve armalar, kadırgalar, seyir aletleri, gemi baş figürleri ile silahlar sergileniyor. Giriş bölümde küçük yaş gruplarının eğitici oyun alanı ve hediyelik eşya bölümü var. Deniz müzesindeki saltanat kayıkları sonrası en fazla dikkat çeken bölüm Atatürk’e ait eşyaların sergilendiği bölümler: Atatürk`ün Ankara Gazi Çiftliği ve Florya Köşkü’nde kullandığı üç kayık, Savarona yatının kamarası ve Ertuğrul yatında kullandığı eşyalar. 125 yıllık deniz müzesinin son 50 yılı Beşiktaş’da geçmiş. Müze koleksiyonunda 23 binden fazla eser var. Müzenin hemen yanında Kaptan-ı Derya Barbaros Paşa’nın türbesi ve anıtı yer alıyor. Müzenin içinde bir pastane var. Müzekart geçerli.

Deniz Müzesi'nden çıkıp sola doğru dönerseniz Saray Koleksiyonları Müzesi'ni göreceksiniz.

Saray Koleksiyonları Müzesi

Saray Koleksiyonları Müzesi; Dolmabahçe Sarayı başta olmak üzere, 19. yüzyıl Osmanlı saraylarında gündelik yaşamda kullanılmış olan ancak ziyaretçinin görebilme olanağı olmayan 20 bin üzerinde objeyi gün ışığına çıkarmak ve ziyarete açık hâle getirmek amacıyla açıldı. Müzede mobilyadan porselene, dokumadan mutfak kültürüne ve teknolojiye kadar binlerce obje görmek mümkün. Müzede yer alan tüm eserler, Osmanlı sarayının dünyadaki gelişmeleri yakından takip ettiği bir dönemin özgün örnekleri. Koleksiyon, yalnız Dolmabahçe Sarayı’nda kullanılmış eşyalardan değil, aynı zamanda Aynalıkavak, Küçüksu, Ihlamur, Maslak Kasırları ile Beylerbeyi ve Yıldız saraylarında Osmanlı İmparatorluğu’nun son 70 yıllık sürecine tanıklık etmiş eserlerden oluşuyor. Dolmabahçe Sarayı’nın Saray Mutfakları (Matbah-ı Âmire) binasında açılan “Saray Koleksiyonları Müzesi”; Sanat Galerisi, Müze ve Depo olmak üzere üç bölümden oluşuyor. Osmanlı saray mutfağının soğutucu dolapları, dondurma makinesi, cam ve metalden karlıklarla toprak küpler müzede sergileniyor. Karhane-i Amire adı verilen personeller İstanbul'a yakın dağlardan ve göllerden temiz kar ve buzları getirerek mutfakta kullanılmasını sağlıyordu. Müzekart geçerli.

Saray Koleksiyonları Müzesi'nden çıkıp sol taraftan ana cadde üzerinde yürürseniz solda Dolmabahçe Resim Müzesi'ni göreceksiniz. 

Dolmabahçe Resim Müzesi

Dolmabahçe Resim Müzesi'nde 19. yüzyıl Osmanlı padişahlarının yaptırdığı ya da satın aldığı toplam 533 eser sergileniyor. Muhteşem tavan süslemelerinden ve duvarlardaki büyüleyici Ayvazovski ve Şeker Ahmed Ali Paşa tablolarından başınızın döneceğini ve boynunuzun tutulacağını garanti edebileceğimiz, mutlaka gezilmesi görülmesi gereken, çok değerli bir müze. Burada 1937-2010 yılları arasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne bağlı olan İstanbul Resim ve Heykel Müzesi vardı. 2010-2014 arasında restorasyon sonrası Milli Saraylar Resim Müzesi olarak tekrar açıldı. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ise Fındıklı’da Antrepo 5'te inşa edilmekte olan yeni müze binasına taşındı. 30 salondan oluşan müzede, Türkiye'nin en büyük oryantalist tablosu olan Félix-Auguste Clément’in Said Halim Paşa Yalısı’nda bulunan Gatah Çölü’nde Prens Halim’in Ceylan Avı: Tazı Payı da yer alıyor. Saray resminin tek temsilcisi olma özelliğini sahiplenen koleksiyon Konstantin Kapıdağlı, Rupen Manas, Stanislaw Chlebowski, Fausto Zonaro, Ivan Konstantinoviç Aivazovsky, Pierre Desire Guillemet, Eugene Fromentin, Stefano Ussi, Felix-Auguste Clement, Şeker Ahmed Paşa, Osman Hamdi Bey, Şevket Dağ ve Abdülmecid Efendi gibi ressamların eserleri bulunuyor. Müzeye girer girmez solda Şeker Ahmed Paşa Çay Salonu, arka bahçede ise Limonluk adı verilen kış bahçesini andıran önünde devasa bir bir manolya ağacı ve kuğulu bir havuzu bulunan son derece keyifli bir kafe bulabilirsiniz. Manolyaların açtığı dönemin Mart ortasından Nisan başına kadar olduğunu unutmayın. Müze kart geçiyor. Pazartesi günü kapalı. Bahçe içerisinden Dolmabahçe Sarayı'na geçiş var. 

Dolmabahçe Sarayı'ndan çıktıktan sonra Fındıklı'ya doğru yürüdüğünüzde gene solda İstanbul Resim Heykel Müzesi ile karşılaşacaksınız. 

İstanbul Resim Heykel Müzesi

20 Eylül 1937 tarihinde Atatürk tarafından açılışı yapılan ve Türkiye’nin ilk plastik sanatlar müzesi olan İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, kapsamlı bir restorasyonun ardından yeni binasıyla Tophane'de tekrar açıldı. İRHM’nin yönetimi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'ne bağlı. 1937’deki ilk sergide koleksiyonunda 320 eser bulunan İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nde bu sayı günümüzde yaklaşık 12 bin civarına gelmiş durumda. 6250 m2'lik sergi alanında toplam 806 sanatçının eseri sergileniyor. Yeni binada daha önce sergilenemeyen pek çok eser de sergileniyor. Sabri Berkel'in 4468 eseri müzenin envanterinde kayıtlı. Koleksiyonda 10140 resim, 651 heykel, 10 ikon, 107 seramik ve 79 hat eseri yer alıyor. 18. ve 19. yüzyıl Batılı sanatçılarla çağımız sanatçılarından André Derain, Levy, Matisse, Picasso, Utrillo gibi sanatçıların yapıtlarının yanısıra İbrahim Çallı, Nuri İyem, Hikmet Onat, Halil Paşa, El Greco, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Osman Hamdi Bey, Fahrunnisa Zeid, Cihat Burak gibi önemli ressamlarının eserlerini de görebilirsiniz. İRHM, Salı günleri 16:00- 20:00 saatleri arasında tüm öğrencilere ücretsiz. Müze kart geçerli. Pazartesi kapalı. Her hafta birbirinden ilgi çekici sergilere, konserlere, atölye çalışmalarına, panellere ve sanatçı buluşmalarına da ev sahipliği yapıyor. Birine denk gelebilirsiniz. İstanbul Resim Heykel Müzesi'nde müzekart geçerli değil. Yetişkin 120 lira.

Resim Heykel Müzesi'nden çıktıktan hemen sonra sırada hemen yanındaki İstanbul Modern var.

İstanbul Modern

Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi olma özelliğiyle bilinen İstanbul Modern'in yeni binası 3 kat yer üstünde 2 kat yer altında olmak toplam 5 katlı. 10.500 metrekarelik binanın 1. katında fotoğraf galerileri, eğitim ve etkinlik odaları, kafe ve restoran yer alırken 2. katta koleksiyon ve sergi salonları yer alıyor. Uluslararası standartlarda bir müze olan İstanbul Modern Sanat Müzesi, sürekli ve süreli sergi alanlarında, yenilikçi ve disiplinlerarası bir anlayışla Türkiye ve dünyadan modern ve çağdaş sanat sergileri düzenliyor. 

Güncel olarak Ozan Sağdıç, Zamansız Meraklar, Yüzen Adalar ve Renzo Piano: Yerin Ruhu sergileri var. Kütüphanesinde çeşitli dillerde 11.500 kitap bulunuyor. Ayrıca uluslararası sanatçı filmleri, ücretsiz eğitim programları, atölyeler, sosyal projeler ve kurumlara özel eğitim programları veriliyor. Müzekart maalesef geçmiyor. Fiyatı kişi başı 230 lira.

İstanbul Modern'den çıktıktan sonra ister yürüyerek isterseniz tramvaya binerek Karaköy'deki Bankalar caddesi'nde bulunan Salt Galata'ya uğrayabilirsiniz. Oradan devam edip Beyoğlu'na çıkacağız.

Salt Galata

Salt Galata binasının büyüleyici atmosferi, mimarisi ve özellikle içindeki geniş kütüphanesi mutlaka görülmeli. Salt Galata'da ücretsiz film gösterimleri ve sergiler yapılıyor. Şu an güncel olarak Spektrum isimli ışık enstalasyonu sergisi var. Bir ihtisas kütüphanesi niteliğindeki araştırma mekânı, araştırmalarınızda yardımcıolacak geniş kütüphanesi, ücretsiz internet imkanı ve bir şeyler yiyip içmek istediğinizde pek çok seçeneğe ulaşacağınız kafesi ile Salt Galata’yı çok seveceksiniz. Etkinlik ve atölye mekânlarının yanısıra Salt Galata’da ayrıca Osmanlı Bankası müzesi mutlaka görülmeli. Salt’a giriş ve kurumun tüm programlarına katılım ücretsiz. Salt, Avrupa müzeler konfederasyonu L’Internationale‘nin 2013’ten bu yana Türkiye’deki tek üyesi. Giriş katındaki kafe ve Robinson Crusoe 389 kitabevi, Salt’ın ziyaret saatleri boyunca açık. Neolokal akşam saatlerinde gurme lokanta olarak hizmet veriyor. Giriş katındaki seyir noktasından Haliç ve Tarihî Yarımada manzarası izlenebilir. 

Salt Galata'dan çıktıktan sonra sosyal medyada ünü iyice yayılan ve üzerinde fotoğraf ve video çekmeye çalışan insan selini aşmayı başarırsanız Kamondo merdivenlerinden çıkıp yukarı doğru yüyürün, sağdan 2. sokağa dönün ve Schneidertempel Sanat Merkezi'ne ulaşın. 

Schneidertempel Sanat Merkezi

Schneidertempel, Aşkenaz’ların Galata’da kurduğu üç sinagogdan biri. Tam adı ‘Beth ha Kenesseth Tofre Begadim’ olan bu sinagog, 8 Eylül 1894 tarihinde kurulmuş. Adının Terziler Sinagogu anlamını taşıması bu yüzden. Bina 1996 yılında sanat merkezine dönüştürülmüş. 1999 yılının Mayıs ayında “Yeni Bir Bin Yılın Eşiğinde İnançlar” başlıklı uluslararası karikatür sergisiyle açılışı yapılan Schneidertempel Sanat Merkezi, düzenli olarak sergi ve etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Daha çok bir mizah galerisi olarak düşünülen Schneidertempel Sanat Merkezi’nin programlarında çizi-mizah yani karikatür yapıtlarını sergilemek ağırlıklı bir yer tutuyor. 

Şu an güncel olarak Paul Klee’nin “çizgi gezintiye çıkmış bir noktadır” özdeyişine referansla “Noktanız halen firarda Bay Klee” adlı sergiyi gezebilirsiniz. Üst katta Aşkenaz Yahudilerinin kısa tarihini anlatan daimi bir sergi bulunuyor. Binanın mimarisi ve ambiansı enfes, sadece bunun için bile ziyaret edenler var.

Schneidertempel Sanat Merkezi'nden çıktıktan sonra Galata Kulesi'ne gidecekmiş gibi yokuştan yukarı çıkın. Galata kulesinden sola kıvrılıp Galip Dede caddesinden yokuş yukarı devam edin, Galata Mevlevihanesi, Tünel meydanı'nı da geçip İstiklal caddesinde yürüyün. Sol kolda Meşher'i göreceksiniz.

Meşher Sanat Galerisi

Muazzam bir sergi mekanı. İstiklal Caddesi’nde 2010-2019 yılları arasında Arter’e ev sahipliği yapan Meymenet Han, varlığını Meşher Sanat Galerisi adıyla sürdürüyor. Osmanlı Türkçesi’nde sergi mekânı anlamına gelen Meşher, sergilerin yanı sıra atölye ve konferans gibi etkinliklerin yapılması amacıyla hayata geçirilmiş. Bir Vehbi Koç Vakfı kuruluşu olarak 2019 Eylül'ünde açılan Meşher Sanat Galerisi'nde şu an “Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar” sergisi var. İstanbul’a gelebilmiş, kısıtlı kamusal imkânlarda görsel malzeme üretebilmiş ve üretimleri günümüze ulaşmış az sayıdaki Batılı kadından üçünün suluboya eserlerini görebilirsiniz. Gene aynı sergideki eserlerden ilham alarak düzenlenen atölyelerde çocuklar üç boyutlu kitaplar hazırlıyorlar. Atölyelere katılım ücretsiz. Gerekli malzemeler de Meşher tarafından karşılanıyor. 

Meşher'den çıkıp İstiklal caddesi üzerinde yürümeye devam ederseniz 19. yüzyılın ikinci yarısında Siniossoglou Apartmanı adıyla inşa edilen 6 katlı Salt Beyoğlu binasını göreceksiniz. 

Salt Beyoğlu

Salt Beyoğlu’nun giriş kapısı İstiklal Caddesi üzerinde. Sergi mekanları ile film gösterimleri, söyleşi, atölye ve performans programlarının yer aldığı mekan. Asma katta yer alan Mutfak ile dördüncü kattaki Kış Bahçesi, beslenme ve ekolojiyle ilgili çalışmalara ev sahipliği yapıyor. Birinci kattaki Robinson Crusoe 389 kitabevi, Salt’ın ziyaret saatleri boyunca açık. Ücretsiz.

Salt Beyoğlu'ndan çıktıktan sonra İstiklal Caddesi üzerinde yürümeye devam ettiğimizde gene sol kolda Odakule Pasajı’nın hemen yanında Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müze binasını göreceksiniz.

Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi

Çok etkileyici bir koleksiyona sahip. Türkiye İş Bankası Sanat Eserleri Koleksiyonunda günümüzde 900’ün üzerinde sanatçının 2.700’ü aşkın eseri bulunuyor. Osman Hamdi Bey, Hoca Ali Rıza, Süleyman Seyyid Bey, Şeker Ahmet Paşa gibi sanatçıların yanısıra Nurullah Berk, Abidin Dino, Zeki Faik İzer, Elif Naci, Cemal Tollu, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Devrim Erbil, Özdemir Altan, Burhan Doğançay, Bedri Baykam gibi sanatçıların yapıtlarını da görebilirsiniz. Giriş yetişkinler için 50 öğrenciler için 20 lira. 

Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müze binasından çıktıktan sonra İstiklal üzerinde yürümeye devam ederseniz Galatasaray Lisesi'nin karşı köşesinde Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi'ni göreceksiniz.

Yapı Kredi Kazım Taşkent Galerisi

Türkiye’nin en eski galerilerinden olan Yapı Kredi Sanat Galerisi, 1964 yılında Galatasaray’da, Yapı ve Kredi Bankası’nın kurucusu Kâzım Taşkent’in adıyla açılmış. O günden bu yana galeri her tarzın en iyi örneklerini sergiliyor. Türk Resim Sanatının Klasik Döneminin büyük üstatları Hoca Ali Rıza, Nazmi Ziya, Hikmet Onat; Modern Dönemden Mehmet Güleryüz, Ferruh Başağa, Neşet Günal, Neş’e Erdok, Özdemir Altan, Ömer Uluç, Fikret Mualla; Güncel Sanat’tan Hale Tenger, Ayşe Erkmen, Gülsün Karamustafa, İnci Eviner; yabancı sanatçılardan Andy Warhol, Gentile Bellini, Bruno Taut, George Baselizt, Joseph Beuys, Otto Dix gibi sanatçıların eserleri sergileniyor. Giriş katı kitabevi üst katlar sergi salonu olarak düzenlenmiş. Bir İdealin Peşinde: Atatürk ve Alaca Höyük segisi kapsamında, 1935 yılında başlatılan Alaca Höyük kazılarında açığa çıkarılan ve Türkiye’nin farklı müzelerinde korunan arkeolojik eserlerin önemli bir bölümü ilk defa bir arada burada sergileniyor. Türk Tarih Kurumu Arşivi’nden seçilen fotoğraflar ve Mahmut Akok tarafından yapılan orijinal çizimlerin bir kısmı da sergide yer alıyor.

Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nden çıkınca Meşrutiyet caddesi üzerindeki Pera Müzesi'ne gidebilirsiniz.

Pera Müzesi

8 katlı Pera Müzesi'nin her katında sergi var. 2005'ten beri faal. Osman Hamdi Bey'in ünllü Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu da burada. 3700 m2lik bir alanda üç kalıcı koleksiyon var: Oryantalist Resim, Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri ve Kütahya Çini ve Seramikleri. Pera Müzesi’ne geldiğinizde sanat yolculuğunuza kısa bir mola vermek isterseniz Pera Cafe'de dinlenebilirsiniz. Oryantalist resimlerden oluşan koleksiyonda, 17. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar Osmanlı yönetiminden kalan eserler sergileniyor. Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri koleksiyonunda 10 bin adet tarih öncesi ve modern eser bulunuyor. Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu'nda ise Kütahya bölgesine ait yüzlerce el sanatı sergileniyor. Ayrıca Pera Müzesi’nde fotoğraf sergisi de yapılmaktadır. Bu fotoğrafları detaylı şekilde incelediğinizde Caranza, Robertson, Pascal Sébah, Kargopoulo, Sébah & Joaillier, Abdullah Biraderler, Gülmez Biraderler, Ali Sami Aközer, Ali Enis Oza gibi fotoğraf sanatçılarının zamanında çektiği fotoğraflar olduğunu görebilirsiniz. İstanbul’u anlatan yaklaşık 7000 fotoğraf ziyaretinizi bekliyor.

Pera Müzesi'ni de gezdikten sonra Dolapdere'deki Arter Çağdaş Sanat Müzesi görülebilir. Tam Pera Müzesi'nin önünden Arter'e giden ücretsiz servisler var. 10:30'dan itiaren yarım saatte bir servis kalkıyor. Eğer servise Taksim’den binecekseniz 10:15'ten itibaren yarım saatte bir düzenli servis bulabilirsiniz.

Arter Çağdaş Sanat Müzesi

Arter'de şu an 3 güncel sergi var. Biri müzenin 3 ve 4. katlarında gezebileceğiniz Farz Et Ki Sen Yoksun. 400’e yakın sanatçının yapıtlarının yanı sıra anonim eserlere, seri üretimlere ve muhtelif öğelere yer verilmiş. Ömer Koç Koleksiyonu’ndan seçilen eserlerle oluşturulmuş. Diğeri Johanna Gustafsson Fürst ile Dilek Winchester’ın bireysel üretimlerini bir araya getiren GLOSSOLALALA. 25 sanatçının yapıtlarına yer veren Kendi Gölgesinde sergisi Arter’in giriş ve -1. kat galerilerini kapsayacak şekilde birbirini tamamlayan iki bölümden oluşuyor. 2010 yılında Vehbi Koç Vakfı'nın desteğiyle açılan Çağdaş sanat müzesi Arter çağdaş 2019 yılında Dolapdere'deki yeni binasına taşındı. Arter, kendi koleksiyonu dışında disiplinler arası performanslar ve etkinlikler sunuyor. Binada sergi salonlarının yanı sıra performans salonları, öğrenme ve etkinlik alanları, bir kütüphane, sanat yayınlarına odaklanan bir kitabevi ve bir bistro var. Toplam 18 bin m2 kapalı alana sahip Arter binasında 2022 itibarıyla yaklaşık 400 sanatçının 1.400’den fazla yapıtı yer alıyor.

Arter'den çıkınca 3 Mart günü Haliç Tersane'sinde açılışı yapılan şehrin yeni kültür sanat ve yaşam merkezi İstanbul Sanat'a gidip "Ah Güzel İstanbul" sergisini gezebilirsiniz.

Haliç Tersanesi İstanbul Sanat

6 asırlık bir geçmişe sahip ve dünyanın hâlâ işler durumda olan en eski tersanesi olan Tarihi Haliç Tersanesi “İstanbul Sanat” adıyla kültür merkezi olarak açıldı. İstanbul Sanat gezilirken, aynı zamanda İstanbul’un sembolü vapurların restorasyon süreçleri de izlenebiliyor. 3 Eylül'e kadar devam edecek “Ah Güzel İstanbul” sergisinde Türk sanatçıların 300’ün üzerinde eseri sergileniyor. Fatih Sultan Mehmet'in Gentile Bellini tarafından yapılan ve geçtiğimiz yıllarda İBB tarafından satın alınıp İstanbul’a kazandırılan tablo görülebilir. Dell'Altissimo imzalı Kanuni Sultan Süleyman tablosu, Ferrara imzalı FATİH Madalyonu da burada... Sergide ayrıca Süleyman Seyyid, Hoca Ali Rıza, Şehzade Abdülmecid Efendi, Halil Paşa, Avni Lifij, Feyhaman Duran, İbrahim Çallı, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Komet, Avni Arbaş, Eren Eyüboğlu, Fikret Mualla, Hikmet Onat, Fahrelnissa Zeid, Şevket Dağ, Zeki Kocamemi, Burhan Doğançay, Cihat Burak, Hamit Görele, Naile Akıncı, Mehmet Güleryüz, Ferruh Başağa, Neşe Erdok, Tevfik Fikret, Recaizade Mahmut Ekrem, Mıgırdiç Civanyan, Mihri Hanım, Sabri Berkel, Hale Asaf, Fikret Otyam, Selma Gürbüz gibi Türk resminin önemli sanatçılarının eserleri sergileniyor. Yapı içinde sergi alanlarının yanı sıra festival alanı, performans sanatları merkezi, çocuk sanat atölyesi, restoran ve müze mağazası da bulunuyor. Ücretsiz.

Tersane'den çıktıktan sonra Kasımpaşa vapur iskelesine yürürseniz karşıya Haliç Fener iskelesine geçip oradan bir otobüsle Artİstanbul Feshane'ye geçebilirsiniz.

Artİstanbul Feshane 

Yenilenen 200 yıllık tarihi yapı Feshane, Art İstanbul Feshane adıyla kültür-sanat hayatına katıldı. 8 bin m2'lik alanda sergi salonu, mağaza konferans salonu, kütüphanesi, kongre, atölye, yeme-içme ve dinlenme alanları, açık hava film gösterimleri, konserler ve çocuk festivaliyle Haliç kıyılarından İstanbul’a hayat taşıyan bir yaşam merkezi olarak öne çıkıyor. Artİstanbul Feshane, dünyanın en çok ziyaret edilen müzelerinden biri olan Tate’in koleksiyonuna ev sahipliği yapan “Dinamik Göz: Optik ve Kinetik Sanatın Ötesinde” sergisini ziyarete açtı. 21 ülkeden 57 sanatçının 95 eserinin yer aldığı sergi, Türkiye’de yerel kamu yönetimi nezdinde hayata geçirilen bu çaptaki ilk ve en büyük uluslararası sergi olma özelliğini taşıyor. Serginin küratörlüğünü, Londra’daki Tate Modern’in Sergiler ve Uluslararası Sanat Küratörü Valentina Ravaglia üstleniyor. Feshane ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor.