Seçil Van Nunen Giriş: 24.05.2020 - 00:15 - Güncelleme: 24.05.2020 - 00:27

Rasmus Kofoed hem yakınen takip ettiğim ve beğendiğim, hemde iyi tanıdığim, Culinary Arts denince de aklıma gelen 3-5 çok yetenekli şeften birisi.

Kopenhag’daki 3. Michelin Yıldızlı Restaurantı Geranium The World’s 50 Best listesinde 5. sırada. O şimdi, pandemi sonrası uyum çalışmaları devam ederken, Geranium’un içerisinde, öğle yemeğinde servis vermek üzere geçici olarak, 100% Plant Based konsepti Angelika’yı açmanın heyecanı içerisinde. Angelika, sebzeleri ve bitkileri ona sevdiren ve ona ilham olan annesinin adı.

Angelika’nın açılışının açıklanmasını heyecanla bekliyordum. Okul sonrası yapmam gereken stajımı planladığım iki yerden birisinin Geranium olması ve bu restaurantın Plant Based bir pop up’la yeniden kapılarını açacak olması tabiki benim için müthiş bir haberdi. Fakat asıl önemli olan ise, Rasmus’un muadilleri gibi, bu süreci fast food ya da hamburger servis ederek geçiştirmek yerine, evrene ve biz gastronomi severlere bu zarif hediye ile ve bu önemli mesaj ile merhaba diyecek olmasıydı. Ruhunun tabaklarına yansıyan zerafeti ile ne kadar farklı olduğunu biliyorduk, şimdi farkında olduğunu da öğrenmiş olduk. Bir star şeften gelen bu hareket, evrene olduğu kadar, gastronomi dünyasına da önemli bir mesajdı.

Angelika ilan edildiğinde,Rasmus’a sordum; Neden Plant Based ve neden simdi? Yaklaşık 3 senedir Plant Based Restaurant açma hayalinin olduğunu, son 5 aydır 100% Plant Based beslendiğini ve Pandemi sürecinde Danimarka’nın Samso adasında ailesi ve çocukları ile vakit geçirirken birlikte bol bol plant based yemekler pişirme fırsatları olduğunu söyledi. Zeytinli taze patates, karabiberli limon turşusu, Deniz yosunlu ve siyah sarımsaklı fırında kuşkonmaz, kremamsı kıvamda nefis fasulyeler, vanilya ve çikolatalı nefis dondurmalar, hem pişirmesi hem de yemesi keyifli yemeklerden bazıları idi. Hepsi son derece sağlıklı ve besleyici yemekler olduklarından, pandemi sonrası Plant Based bir konseptle başlayarak, bitkilerin ne kadar sağlıklı ve lezzetli olabildiklerini misafirlerine gösterme fırsatı bulabileceğini belirtti. Bu süreçte Geranium da pandemi sonrası sürece uyum çalısmalarına devam edebilecekti. Böylece hem çalışanları bir arda tutup, hemde operasyonunu kesintiye uğratmamış olacaktı.

Angelika, organik ve biyodinamik tarımla üretilmiş yerel malzemelerle, tüm dünyadan esinlenmiş lezzetli ve sağlıklı tabakların servis edileceği bir konsept.

4 Haziran’da kapılarını açacak restaurantta Perşembeden Cumartesiye öğle yemeği servisi olacak. 8-9 tabaktan oluşacak menünün fiyatının 90 Euro olması planlanıyor. Yemeklerin tarifleri, bu sağlıklı tabakları evlerimizde de hazırlayabilelim diye misafirlerle paylaşılabilecek. Menü başına ücretin 6 Eurosu Doğa Koruma Vakfına bağışlanacak.

Normalleşme sürecinde seyehat kısıtı kalktığında benim ilk gideceğim ülke Danimarka, Restaurant ise Angelika ve Geranium olacak. Hem bu deneyimi yemek yiyerek yaşamak hem de stajıma başlamak için sabırsızlanıyorum.