Kentsel dönüşümden afet yönetimine, yasal düzenlemelerden toplumsal farkındalığa kadar pek çok önemli başlık bu raporda bir araya getirildi. Rapordan öne çıkan başlıklar şöyle...

*Türkiye’nin afet yönetiminde bir milat olarak kabul edilen Marmara depremlerinin, bugüne kadar yapılan çalışmalara yön verdiği görülüyor. 

*Yapısal Dayanıklılık: İstanbul’daki mevcut yapı stokunun önemli bir kısmı hâlâ depreme dayanıklı değil. Yıkıcı bir depremde büyük bir can ve mal kaybı riski bulunuyor.

*Kentsel Dönüşümün Yetersizliği: Uygulamada karşılaşılan eksiklikler, projelerin sürdürülebilir olmaması ve bürokratik engeller, dönüşüm sürecinin yavaş ilerlemesine neden oluyor.

*Afet Yönetim Stratejileri: Mevcut stratejiler güncellenmeli ve daha kapsayıcı hale getirilmelidir. İstanbul, olası büyük bir deprem karşısında halen ciddi hazırlık eksikliklerine sahip olduğu görülüyor.

*İstanbul’da 7,5 büyüklüğündeki bir deprem olması halinde yüzde 20 ağır hasar meydana geleceği öngörülüyor. Her ne kadar yıllar içerisinde dönüşen konut sayısı artsa da olası bir deprem senaryosunda İstanbul mevcut yapı stoku sebebiyle oldukça riskli durumda. 

*İstanbul’da her üç yapıdan ikisi 2000 yılı öncesinde yapıldı. 6,8 milyon konutun yaklaşık 1,3 milyonu riskli. 1999 depreminden sonra dönüşmesi gereken konutların yalnızca dörtte biri dönüştürülebildi.

*Marmara Depremleri’nden sonra 2001 yılında 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun çıkartıldı ve yapı denetim kuruluşları oluşturuldu. TMMOB raporuna göre yapı üretim ve denetim süreçleri kağıt üzerinde kaldı.