Tahliye süreci olağanüstü güvenlik önlemleri altında yürütülüyor. Pasaport sahibi vatandaşların çıkışları hızla gerçekleştirilirken, pasaportu olmayanlar için büyükelçilik tarafından vatandaşlık seyahat belgeleri düzenlendi.
Vatandaşlar, dinlenme ve güvenlik için özel olarak ayrılan alanlara yönlendirildikten sonra, gemilere biniş için operasyon başladı.
Türkiye, bu tahliyeyi Beyrut Limanı’ndan gerçekleştiren tek ülke konumunda. 2020’de büyük hasar gören liman, 4 yıldır kullanılmıyordu. Limanın çevresinde patlamadan kaynaklanan hasarlar hala görülebiliyor. Bu zorlu koşullara rağmen, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait gemiler, uzun bir aradan sonra Beyrut Limanı’na yanaştı.
Vatandaşların güvenliği için askeri liman yerine bu kullanılmayan sivil limanın tercih edilmesi dikkat çekti. Lübnan’daki güvenlik durumu göz önüne alındığında, askeri limanın Hizbullah gibi aktörler tarafından hedef alınabileceği endişesi, sivil limanın seçilmesine yol açtı.
Gemilerde çocuklar, yaşlılar ve engelli vatandaşlar için özel hazırlıklar yapıldı. Tahliye işlemi sırasında vatandaşlara tıbbi destek sağlanacak ve gemide dört gün boyunca beslenme dahil her türlü imkan sunulacak.
Yolculuğun 12 saat sürmesi planlanırken, İsrail’e ait silahlı Heron İHA’larının da bölgede 24 saat devriye gezdiği bildirildi.
Türkiye, dört gün öncesinden başlayarak tahliye operasyonunun güvenliğini üst düzeyde tuttu. Vatandaşların toplandığı bölgeden limana ulaşımları, Türkiye’nin güvenlik birimleri tarafından dikkatle koordine edildi.
Sancaktar ve Bayraktar gemilerinin Türkiye saatiyle gece yarısı hareket etmesi, Mersin Limanı’na yarın varması bekleniyor.
Bu tahliye operasyonu, Türkiye’nin Lübnan’daki vatandaşlarına olan güçlü bağlılığını ve kriz anlarında bile etkin bir şekilde harekete geçme kabiliyetini bir kez daha ortaya koyuyor.
