"NEJAT OKÇUGİL BENİ KEŞFETTİ"
Gösterilerden arta kalan boş zamanlarımda İstanbul'un semtlerini geziyordum. Beyoğlu'nda gezerken yapımcı - yönetmen Nejat Okçugil beni yanına çağırdı ve ne işle uğraştığımı sordu. Ona akrobat olduğumu söyledim. Okçugil, senaristliğini üstlendiği 1966 yapımı 'Bana Bela Derler' filminde rol verdi. Böylece sinemayla tanıştım. Fatma Girik, Yılmaz Gündüz ve Kuzey Vargın ile kamera karşısına geçtim. Yılmaz Gündüz ile kavga sahnelerimi yönetmen Cevat Okçugil çok beğendi ve "İleride bir gün başrol olacaksın" dedi.
CÜNEYT ARKIN İLE TANIŞMASI
Levent Çakır, bir dönem akrobatik hareketlerini çeşitli gece kulübü ve mekânlarda da sahnelemiş. Çakır, Cüneyt Arkın ile tanışmasını da şöyle aktardı: Yıl 1968. Beyoğlu'nda 'Bizim Köy' isimli gece kulübü vardı. Orada gösteri yaptığım bir gece Cüneyt Arkın ile filmlerde karşılıklı oynayan Adnan Mersinli ile tanıştım. O beni izledikten sonra Cüneyt Arkın ile bir araya getirdi. Cüneyt Arkın, o dönem Atıf Yılmaz'ın yönetmenliğinde Fatma Girik ile 'Köroğlu' filmini çekiyordu.
Topkapı Sarayı'nda çekilen filmde sete ara verildiğinde Cüneyt Arkın hünerlerimi görmek istedi. Art arda taklalar attım. Bu hareketlerimin ardından hemen filme böyle bir sahne konuldu ve anında çekimlere katıldım. Cüneyt ağabey çok beğendi, "Artık beraber çalışacağız" dedi. 'Malkoçoğlu' filmleri başta olmak üzere onlarca filmde beraber çalıştık.
"ONUN SAYESİNDE TANINDIM"
Cüneyt ağabey bana karşı çok iyidi ama diğer yardımcı oyunculara çok sertti. Gerçekten vurduğu oyuncular oluyordu. (Gülüyor) Cüneyt ağabeyle çok samimiydik. Beni aileden biri olarak gördü. İlk eşi Güler Mocan ile evli olduğu dönemde kızı Filiz'e baktığım zamanlar da oldu. Cüneyt Arkın ile çalışmam sayesinde Türk sinemasında adımı duyurdum. İkimizin de gözleri mavi olunca beni kardeşi sananlar da oluyordu. Cüneyt Arkınsız filmler yapmam için teklifler geldi ama kabul etmedim. Askerlik zamanım gelince Cüneyt ağabeyle yollarımız ayrıldı.
Cüneyt Arkın'ın Türk sinemasının gelmiş geçmiş en korkusuz oyuncusu olduğunu söyleyen Levent Çakır; "Çok tehlikeli sahnelerde az da olsa ben onun yerine oynuyordum" dedi.
Levent Çakır, çektiği zorlu sahneler nedeniyle dişleri dâhil vücudunun pek çok yerinde kırıklar yaşadığını da söyledi.
Emektar oyuncu; adını, 1969'da yapımcı - yönetmen Kayahan Arıkan'ın önerisi ve mavi gözlerinin de etkisiyle de 'Levent Çakır' olarak değiştirmiş.
SİNEMANIN 'ZAGOR'U OLDU
"Jönleri jön yapan kavgada dayak yiyen adamlardı. O yardımcı oyuncular olmadan jön olunmaz" diyen Levent Çakır'ın başrol hayali askerden döndükten hemen sonra gerçekleşti. Levent Çakır, sadece Türkiye'nin değil dünya sinemasının 'Zagor'u oldu.
Levent Çakır; "Hasan Tual'ın şirketi 'Tual Film' İtalyan çizgi roman karakteri 'Zagor'u beyazperdeye yansıtmak istiyordu. Akrobatik becerilerim nedeniyle rolü bana verdiler. Yapım şirketiyle 10 filmlik bir anlaşma yaptık. O anki heyecanım ve mutluluğumla hiç düşünmeden 10 tane boş senede imza attım. Bana para verecekti ama kendini garantiye almak istedi" şeklinde sözlerini sürdürdü.
"40 GÜNDE İKİ FİLM ÇEKTİK"
Levent Çakır, 1970'de 'Zagor: Kara Bela' 1971'de ise "Zagor: Kara Korsan'ın Hazineleri" ile büyük şöhret yakaladı. Nişan Hançer'in yönetmenliğinde Antalya'da çekilen filmlerde Çakır, "Hiçbir tedbir olmadan 10 metreden havada saltolarla aşağıya atlıyordum. Nişan Hançer şoklanmıştı. Akrobat olduğum için zaten 'Zagor' oldum. Bu sahnelerdeki başarım nedeniyle de ikinci filmi çekmeye karar verdiler. 40 günde iki filmi çektik. İki filmde o dönemin hasılat rekorlarını kırdı" diye konuştu.
"ZAGOR'A RUH VERDİN"
'Zagor'un çizeri Gallieno Ferri, 2010 yılında 29. İstanbul Kitap Fuarı'nda Levent Çakır ile bir araya gelmişti. Ünlü oyuncu buluşmayı ise şöyle anlattı: Ferri'nin İstanbul'a geldiğinden haberim yoktu. Ferri, 'Lütfen 'Zagor'u oynayan kişiyle beni tanıştırın' demiş. Ben de televizyondan öğrendim beni görmek istediğini. Bir gün sonrasında hemen İstanbul'a gittim, bir araya geldik. Filmlerimi izlediğini söyleyerek; "Ben Zagor'u çizdim, sen ise ona ruh verdin" dedi. Bana bir 'Zagor' çizdi ve altına imzasını attı. İtalya'ya döndükten sonra yayınladıkları dergide de benden bahsetmişti. Güzel bir anımız oldu.
Levent Çakır ayrıca; "O dönemler aksiyon filmlerinde, Cüneyt Arkın, Yılmaz Köksal, Aytaç Arman, Kartal Tibet ve Tamer Yiğit gibi isimler rol alırken, ben akrobatik olduğum için çizgi roman kahramanlarını beyazperdeye yansıttım. Yarasa Adam (Batman) 'Kızılmaske' ve 'Süperman'i canlandırdım" dedi.
Sinemaseverler Levent Çakır'ı, 'Tarkan: Gümüş Eyer 'filminde İsveç asıllı oyuncu Eva Bender'in canlandırdığı 'Büyücü Gosha' tarafından öldürüldüğü sahneyle de hatırlayacaktır.
Sinemada arabesk dönemin başladığı yıllarda İbrahim Tatlıses ve Perihan Savaş ile kamera karşısına geçen Levent Çakır; "İbrahim Tatlıses, 'Ayağımda Kundura' ile büyük çıkış yakalamışken, ben de fotoromanlarda yer alıyordum. İbrahim 'ben de fotoromanda oynamak istiyorum' demişti. Çok geçmeden 'Çile'de birlikte rol aldık" dedi.
"PARA KAZANAMADIM"
Levent Çakır, dönemin pek çok emektar oyuncusu gibi sinemadan para kazanamadığını kaydetti: Başrol oyuncularının yanında tabii ki çok ama çok az kanıyorduk. O parayla da rolümüz için zaten 3 - 4 kıyafet alıyorduk. Zaten ailem Edirne'de yaşadığı için de otelde kalmak zorunda kalıyordum, masrafım oluyordu yani. Para kazanmasam da çok güzel yıllar yaşadım.
İki kez evlilik yaşayan Levent Çakır'ın 40'lı yaşlarında Özlem ve Özgür adında iki çocuğu, iki de torunu olmuş. Edirne'de yaşayan oyuncu, çocuklarının yanında yaşamını sürdürüyor.
"EMEKLİ OLDUM"
74 yaşındaki Levent Çakır, 2015 yılına kadar emekli olamamış. Dönemin Edirne Valisi Dursun Ali Şahin, Çakır'ı valilik bünyesinde sanat danışmanı olarak görevlendirerek, emekli olmasını sağlamış.
Levent Çakır, cuma vizyona giren korku filmi "Mihrez 3: Cin Bebek"te rol aldığını söyledi.
