Kalp yetmezliği, toplumda özellikle yaş ortalamasının yükselmesi ve koroner arter hastalığının artması nedeniyle son yıllarda daha fazla ön planda. Temel olarak, “kalbin kasılma veya gevşemesinde bozulma” şeklinde tanımlanan kalp yetmezliği bir hastalıktan çok bir sendrom olarak nitelendiriliyor.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa-Cerrahpaşa, Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. N. Hakan Karpuz, vücutta fazla sıvı birikimi ile karakterize olan bu sendromda, sıvının bacaklarda birikmesinin bacaklarda şişliğe, karın boşluğunda birikmesinin karında şişliğe, akciğerlerde birikmesinin ise nefes darlığına yol açtığını söylüyor. Bu gibi sorunlarda tıpkı hipertansiyonda olduğu gibi tuz kısıtlamasına gidilmesi öneriliyor.
Geleneksel tedaviye ek olarak, son yıllarda aslında bir diyabet ilacı olarak geliştirilmiş olan SGLT-2 (Sodyum-Glukoz Kotransporter-2) inhibitörleri, böbrekler üzerinden glukoz ve sodyumun vücuttan eş zamanlı olarak atılımını sağlıyor. Prof. Dr. N. Hakan Karpuz, “Bu ilaç, glukoz atılımı özelliği ile diyabet tedavisinde kullanılırken vücuttan bu iki molekülün atılımı ile birlikte eş zamanlı olarak diüretik (idrar sökücü) etkisinin de olması nedeniyle kalp yetmezliği tedavisinde de kullanıma girerek son kılavuzlarda kendisine yer edindi” diyor.
