Habertürk
Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

Türkiye Narin Güran cinayetine kilitlendi. 8 yaşındaki Narin'in kaybolduktan 19 gün sonra dere kenarında, çuval içinde cansız bedeni bulundu. Tüm Türkiye yasa boğuldu. Bu Türkiye’de işlenen ilk çocuk cinayeti değildi. Birçok çocuk, bir hiç uğruna katledildi. Bunlardan biri de 2016 yılında İstanbul’da işlenen bir vahşetti.

10 YAŞINDAKİ ÇOCUK KAYIP

Tarih yaprakları 9 Mart 2016’yı gösteriyordu. Akşam saatlerinde polis karakoluna giden anne ve baba 10 yaşlarındaki erkek çocuklarından haber alamadıklarını belirterek endişelerini bildirdi. 10 yaşındaki çocuklarının okul sonrası eve gelmediğini ve tüm aramalara rağmen çocuklarını bulamadıklarını belirttiler.

“ARAMALARA BAŞLANDI”

Çocuk kaybı olduğu için kayıp şikayeti karakol tarafından Çocuk Şube Müdürlüğü’ne gönderildi. Çocuk Şube Müdürlüğü, çalışma başlattı. Ancak okuldan çıktığı tespit edilen küçük çocuğun izine rastlanılamadı. İş giderek ciddileşmeye başladı. Devreye Asayiş Şube Müdürlüğü Kayıp Şahıslar Büro Amirliği ekipleri de girdi.

“ENDİŞE ETMEK GEREKİRDİ”

O dönem Kayıp Şahıslar Büro Amirliği’nde emeklilik için son günlerini yaşayan kayıp şahıslar uzmanı Eşref Şahin, arkadaşlarının çalışma başlattığını belirterek “Arkadaşlarımız, anne ve babasının ifadesini aldı. İnceledi. Çocuğun okula gittiği kesindi. Ancak okuldan öğleden sonra çıktıktan sonra esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmuştu. Yetişkin biri olmadığı için birkaç gün geçmişse o çocuğun hayatında endişe etmek lazım. Çünkü bu bir çocuktu” dedi.

CİNAYET EKİPLERİ DE DOSYAYA BAKMAYA BAŞLADI

Küçük çocuğun kaybı gündem oldu. Çocuğun okulu, Aydos ormanlık alanlarına yakındı. Acaba okuldan çıktıktan sora ormanlık alana mı gitti de kaybolmuştu? Yoksa kaçırılıp ormanlık alana götürülüp öldürüldü mü? Tüm bunların cevabını devreye girecek olan en ağır kısım olarak bilinen cinayet masası verecekti. Günler geçmiş küçük çocuktan hiç iz bulunamayınca devreye Cinayet Masası girdi.

ANNE VE BABANIN İLİŞKİLERİNE BAKILDI

Küçük çocuğun bulunması için birçok vatandaş da seferber oldu. Ormanlık alan arama köpeklerinin yardımıyla da karış karış arandı ancak küçük çocuğa ait hiçbir iz bulunamadı. Kayıp uzmanı emekli polis memuru Eşref Şahin, dosyaya tanıdık bir ismin bakmaya başladığını söyleyerek “Cinayet masasının amiri bizim kayıplarda birlikte çalıştığımız çok başarılı amirimiz Oktay Kapsız'dı. Oktay amirimiz hem kaçırılma soruşturmalarında, hem kayıplar hem de cinayet konularında uzman biriydi. Oradaki arkadaşlarımız hemen anne ve babanın profilini ortaya çıkardı. Tüm ihtimaller değerlendirilmek zorundaydı. Neydi bunlar, acaba çocuk, anne veya babasının bir yasak ilişkisi sonucu kaçırılmış olabilir miydi? Ya da fidye için. Fidye için olsaydı aile aranırdı. Bu elendi" ifadelerini kullandı.

ŞÜPHELİ TELEFON KAYITLARI

Bu arada okul çıkışını gören güvenlik kamera görüntüsünde küçük çocuğun okuldan çıkıp tek başına yürüdüğü görülmüştü. Tek görüntü buydu. Ancak sonrası bilinmiyordu. Anne ve babanın telefon kayıtları incelendi. İncelemelere göre anne olay günü sabah 10.00 sıralarında bir kişiyle tam 574 saniye telefon görüşmesi yapmıştı. Bu numara mercek altına alındı.

DİKKAT ÇEKEN SERVİS ŞÖFÖRÜ

Şahin, yapılan çalışmalarda dikkat çeken kayıtlara ulaşıldığını belirterek “Elde edilen bu telefon numarası okul servisinin şoförüne ait çıktı. Geçmişe yönelik yapılan çalışmalarda, annenin bu adamla çok sık görüştüğünü tespit ettiler arkadaşlarımız. Bir süre sonra annenin bu servis şoförüyle ilişkisi olduğunu öğrenildi. İşte bu çok önemli bir ipucu oldu. Çünkü ekip arkadaşlarımız izleyecekleri bir yol buldu" dedi.

SİNYAL BİLGİLERİ ŞOKE ETTİ

Tam iki hafta olmuştu. Küçük çocuktan haber alınamamıştı. Küçük erkek çocuğu adeta yer yarılmış içine girmişti. Cinayet masası servis şoförünün kullandığı cep telefonunun olay günü sinyal verilerini ve minibüsün GPS kayıtlarını incelemeye aldı. Bu verinin olayı çözdüğünü belirten Şahin şöyle devam etti: “Ben de bu konu için sık sık cinayet masasından Oktay amirimizle irtibattaydım. Servis şoförünün cep telefonu okulun dağıldığı saatlerde sinyal vermişti. Yani şoför çocuğun okuldan çıktığı saatte tam oradaydı. Ayrıca aracın GPS kaydı da bunu söylüyordu. Şüphelinin o gün bakılan cep telefonu sinyal bilgilerinde, ormanlık alana kadar gittiği görüldü. Ayrıca aracındaki GPS kayıtları bunu doğruluyordu. Çok önemli iz bulunmuştu.”

KAHREDEN HABER GELDİ

Emekli polis memuru Eşref Şahin, cep telefonu sinyali ile GPS kayıtlarının, soruşturma birimini ormanlık alana kadar götürdüğünü belirterek “Bu adamın en son sinyal verdiği noktaya hemen gidildi. Koku alma köpeklerimizle arama yapıldı. Ve küçük çocuğumuzun cansız bedeni ormanlık alandaki su kuyusunda bulundu” şeklinde konuştu.

İŞİN İÇİNDE ANNE DE VAR MIYDI?

Tam 15 gün sonra küçük çocuğun cansız bedeni bulundu. Küçük çocuğun cansız bedeni incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Yapılan ilk incelemelerde, cesedin üzerinde kesici ve delici bir alet izi yoktu. Küçük çocuk boğularak öldürülmüştü. Tüyler ürperten cinayetin şüphelisi servis şoförüydü. Polis bu detayları basına açıklamamıştı. Gizlilik içinde yürütülen soruşturmada, servis şoförü de kayıplara karışmıştı. Polisin elde ettiği bilgilere göre, servis şoförünün anneyle ilişkisi vardı. Peki cinayette anne de var mıydı? Polisin kafasındaki soru buydu?

SERVİS ŞOFÖRÜ YAKALANDI

Tüm bu soruların cevabı şüphelinin yakalanmasından sonra ortaya çıkacaktı. Servis şoförünün ortadan kaybolması, onun artık olayın bir numaralı zanlısı olduğunu gösteriyordu. Yapılan çalışmalar sonucunda servis şoförü, 18’inci günde Gaziosmanpaşa’da yakalandı.

ŞOKE EDEN İDDİALAR

Şüpheliyle birlikte anne de gözaltına alındı. Küçük çocuğu öldürdüğü ortaya çıkan servis şoförü verdiği ifadesinde cinayeti işlediğini itiraf etti. Katil zanlısı ifadesinde, küçük çocuğun annesiyle ilişki yaşadığını belirterek "İlişki yaşadığım kadın bana, oğlunun yan odada ilişkiyi gördüğünü, babasına söylemekle tehdit ettiğini söyledi. 'Bu çocuk başımıza iş açacak, kocam duyarsa ikimiz de mahvoluruz. Çocuğu bir şekilde hallet, gerekirse öldür' dedi" diye iddiada bulundu.

TÜYLER ÜRPERTEN AYRINTILAR

Hem poliste hem de mahkemede aynı ifadeyi veren şüpheli kan donduran cinayetin detaylarını şöyle anlattı: “Çocuk 14.30 gibi yalnız geldi. Beni gördü. Kendisine annesine bir paket göndereceğimi, arabaya binmesini söyledim, itirazsız bindi. Biraz ilerledim. Biraz korkmuştu. Sesiz olmasını, elini ayağını bağlayacağımı söyledim. Korktuğu için herhangi bir karşı koyması olmadı. Ellerini, ayaklarını koli bandı ile bantladım, ağzını da bantladım.”

“BAĞIRIP YARDIM İSTEMEDİ”

“Bu arada bağırıp çağırmadı, yardım istemedi. Burnu açıktı, nefes alıyordu. Arabanın bagajına koydum. Üzerine bir battaniye örttüm, sessiz olmasını, servis yaptıktan sonra kendisini serbest bırakacağımı söyledim. Tepki vermedi. Ben yarım saat kadar süren servisimi yaptıktan sonra çocuğu Tepeören yakınına götürdüm. Bagajı açtığımda çocuk yarı baygındı.”

“BİR DAKİKA İÇİNDE HAREKETSİZ KALDI”

Katil zanlısı ifadesine devam ederek, “Ellerini çözdüm, çocuğu yatar vaziyette fazla derinliği olmayan suya soktum. Çocuk ayıldı, kafasından suya bastım. 1 dakika gibi bir süre içerisinde hareketsiz kaldı, çabası kesildi ve öldü. Kendisini menfezin kenarına görünmeyecek şekilde bıraktım. Sonra olay yerinden minibüsle ayrıldım. Ben çocuğun annesinin azmettirmesi üzerine bu olayı gerçekleştirdim" dedi.

“BEN ONA AYRILMAK İSTEDİĞİMİ SÖYLEDİM”

Hem poliste hem de mahkemede ifade veren anne ise, şüpheliyle 5-6 yıldır süren bir ilişkisi olduğunu söyledi. Bu ilişkisini eşinin ve büyük oğlunun bildiğini anlatan anne, “Kendisinden ayrılmak istediğimi söyledim. Kendisi çekilen çıplak fotoğraflar ile beni tehdit etmişti.” dedi.
Olay günü sabah saat 10.00 da şüpheli ile 574 saniyelik konuşma kendisine sorulduğunda anne "Ondan ayrılmayı izah etmek için aradım. Bu ilişki eşim ve çocuklarımla sorun yarattığı için ayrılmak istemiştim. Ben iddia olunduğu gibi oğlumu öldürmesi için sanığı azmettirmiş değilim. Ben suçsuzum. Çocuğumun katili değilim, her şeyden önce benim canım” şeklinde konuştu.

KATİLE AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET

Yapılan yerel yargılamalarda, katil zanlısı hakkında "Beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi tasarlayarak canavarca hisle eziyet çektirerek öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Anne hakkında da beraat kararı çıktı. Bu karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da onandı.