İzmir'deki elektrik akımı faciası: Sanıklar yeniden hakim karşısında
İzmir'in Konak ilçesinde 12 Temmuz'da sağanaktan korunmaya çalışırken elektrik akımına kapılan 2 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin haklarında dava açılan 13'ü tutuklu 42 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşmasına devam edildi. "Çözüm için illa biri mi ölmeli" başlıklı 19 Ocak 2019 tarihli bir yerel gazetenin haberinin de dava dosyasına girdiği duruşma 3 gün sürecek.
İzmir’in Konak ilçesinde sağanaktan korunmaya çalışırken elektrik akımına kapılan iki kişinin ölümüyle ilgili davanın ikinci duruşması başladı.
Olayda hayatını kaybeden iki kişinin avukatlarının delil olarak kentte yayın yapan bir yerel gazetenin, ihmallere ilişkin 5 yıl önce yaptığı haberin dosyaya eklenmesi talebi üzerine, mahkeme gazetenin dosyaya orijinal nüshasının eklenmesini istedi.
Bunun üzerine "Çözüm için illa biri mi ölmeli" başlıklı haberin bulunduğu 19 Ocak 2019 tarihli gazete de dava dosyasına girdi.
İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, ilk olarak Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile oturuma katılan bir taşeron firmada elektrik mühendisi olan tutuksuz sanık Ahmet Çelik dinlendi. Bahse konu işin yapıldığı tarihlerde Bursa'da olduğunu belirten Çelik, "İşi yapan firma ile bu tarihlerde hukuki bir bağım yok. İlk günden beri olayın içinde olduğum için çok üzgünüm ve bu olayla anıldığım için utanç duymaktayım. 2016'da işin yerini görmeye gelmiştim. Firmada bir görevim yoktu" dedi.
"RAPORA İTİRAZ EDECEĞİZ"
Ardından dinlenen Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. Metropol Bölge Müdürü tutuksuz sanık Ali Arcan, "Sahada arıza faaliyetlerini yürüten ekipler, endüstri meslek lisesi elektrik bölümü veya ön lisans elektrik bölümü mezunlarıdır. Ekipler sahada en az 2 kişi çalışırlar. 1 kişinin müdahale hakkı yok. Bana bağlı olan ekiplerin beni bilgilendirme zorunluluğu yok. Bu olaydan da bilgim yok. Bu olay ilgili hiçbir sorumluluğum yok. Ayrıca bilirkişi raporundaki aleyhime tespitler doğru değildir. Rapora itiraz edeceğiz. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.
Mağdur avukatlarından Ayşe Sarıçiçek, sanık Arcan'ın görev tanımında yapılan işi denetlemenin de yer aldığını belirtti. Arcan ise arıza birimlerinin kendisine ait olmadığını söyledi.
"KABLO IZGARAYA TEMAS ETSEYDİ, YÜZLERCE İNSAN ÖLÜRDÜ"
SEGBİS'le duruşmaya bağlanan Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı, eski İZSU Genel Müdürü tutuksuz sanık Ali Hıdır Köseoğlu, "İzmir'in böyle bir olayla anılmayı hak etmediğine inanıyorum. 30 yıldır yerel yönetimlerde görev yapan harita mühendisiyim. 5 yıl İZSU Genel Müdürlüğü'nde çalıştım. Bilirkişi raporu üzerine konuşacağım. Ortada bir suç, mağduriyet var. İZSU'nun burada kusuru olmadığını anlatacağım. Bilirkişi raporlarında, 'Görevleri devreden devrettiği için suçlu bulunamaz' diyor. İZSU teşkilat şemasında her bir daire başkanımız en az 20 yıldır çalışan arkadaşlarımızdır. İZSU yaptığı hiçbir faaliyetinde başkalarına zarar vermez. Bu ızgaranın altında mazgal var. Kablo, boru içerisinde ve ızgarayla bir teması yok. İki ızgara arasında kablolar var. Arkadaşlarımız plastik boru üzerine alarak yapıyorlar. Daha sonra orası araç trafiğine açık olarak 4 ay kapalı kalıyor. O bölge için defalarca mor uyarı vardı. Günlerce yağmur yağdı. Kablo ızgaraya temas etseydi, yüzlerce insan ölürdü. Orada çalışma yapan bir arkadaşım kabloya zarar verseydi, çok farklı sonuçları olurdu" dedi.
"NE BENİM NE DE BANA BAĞLI BİRİMLERİN GÖREVİ DEĞİLDİR"
Gediz Elektrik'ten Dağıtım Sistem İşletme ve Bakım Müdürü, tutuksuz sanık Ekrem Yıldırım, "2019 yılında yapılan kablo tesisi ile ilgili bir bilgim ya da görevim yok. Arızaların takibi ya da tamiri bana bağlı birimlerin görevi değil. Sahada bir yapılanması olan bir birim değilim. EPDK tarafından yayınlanan yayınların planlanıp, bütçesinin oluşturulması sorumluluğum var. Sahada meydana gelen olaylar ne benim ne de bana bağlı birimlerin görevi değildir. Söz konusu noktada 2022 yılında bakım çalışmaları yapılmış ve EPDK'ya bildirilmiştir. 2024 yılında yapılacak bakımlar da planlanıp bildirilmiştir. Arıza onarım işi dahil olmak üzere bütün işler için bir iş emri oluşturulur. Bu ihbarlara istinaden oluşturulan iş emirleri ve yapılan işlerde ben ve bana bağlı birimlerin sorumluluğu ve görevi bulunmamaktadır" diye konuştu.
"57 SANTİMETRELİK KABLO KANAL DERİNLİĞİ YÖNETMELİĞE UYGUNDUR"
Gediz elektrik teknisyeni ve kabul heyetinde görev yapan tutuksuz sanık Erman Çalık, yaşanan olayın kendisinin görev ve sorumluluklarının dışında olduğunu söyledi. Çalık, "Kabul heyetinin kabloların derinliğini kontrol etme görevi bulunmamaktadır. Kabul heyeti iş bitiminden sonra giderek incelemelerde bulunur. Bu incelemeler, gözle görülebilecek incelemelerdir. Olaya konu yerde 80 santimetre doğal gaz borusu bulunmuş ve buna göre çalışma yapılmıştır. Söz konusu borunun derinliği 36+11 santimetredir. Kablo kanal derinliğinin 57 santimetre olduğu bilirkişi incelemelerinde tespit edilmiştir. Bu derinlik, yönetmeliğe uygundur" dedi.
"SORUŞTURMA İZNİ ALINMASI GEREK"
İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan'ın savunması öncesinde, avukatı Ercan Demir, müvekkilinin soruşturma ve kovuşturmaya tabi tutulmasının farklı bir kanuna tabii olması gerektiğini belirtip, soruşturma izni alınması gerektiğini söyledi. Erdoğan'ın 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun'a tabi tutulması gerektiği belirten Avukat Demir, "Yaşanan bu kanunsuzluk nedeniyle müvekkilim bugün burada savunma yapmayacaktır" dedi. Savcı, Avukat Demir'in bu talebine cevap verdi.
"İŞİN YAPILDIĞI TARİHLERDE GÖREV VE SORUMLULUĞUM YOK"
Mahkeme heyeti, Erdoğan’dan savunmasın yapmasını istedi. Erdoğan, savunmasında, "İşin yapıldığı tarihlerde idarede hiçbir görev ve sorumluluğum bulunmamaktadır. Bu nedenle 4 Ocak'ta yapılan çalışmalar hakkında daire başkanı arkadaşımız gerekli izahatları verdi. 20 Haziran tarihinde göreve vekaleten atandım. Eylül ayında ise asaleten atandım. Genel müdürler, kurumların sadece yöneticileri değildir. Abisi ve koruyucusudur. Bu olay olduğundan bu yana Adalet Bakanlığı'na elimizden geldiğince yardım ettik. Yargılanmaktan kaçmamak gerekiyordu. Elimizden gelen yardımı yaptık. Üzerime atılı suçlamaları ve beyanları kabul etmiyorum" dedi. Bugün görülen 2'nci duruşmanın ilk oturumuna ara verildi.
"TÜRK ADALETİNE GÜVENİYORUM"
Duruşma öncesi Özge Ceren Deniz'in babası Ahmet Abi, "Kızım Özge Ceren, GDZ Elektrik ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (İZSU) ihmalleri sonucu ölmeseydi, doktor olacaktı. Binlerce insanı kurtaracaktı. GDZ Elektrik ve İZSU, suçu birbirine atarak kurtulmaya çalışıyor. Bundan sonra Türkiye sokaklarında hiçbir insan elektrik çarpması sonucu ölmesin. Türk adaletine güveniyorum" dedi.
"ÖLÜMLER GÖZ GÖZE GÖRE GELMİŞTİR"
Özge Ceren Deniz'in babası Ahmet Abi'nin avukatı Ayşe Sarıçiçek de "Geçen duruşma sanıklar suçu birbirine atarak suçtan kurtulmaya çalışmışlardır. Duruşmada görülen şudur ki hiç kimse işini gereği gibi yapmamıştır. Ölümler göz göze göre gelmiştir. Adaleti olan güvenimiz tamdır. Suçlulara gereken cezanın verileceğini İnancımız tam" diye konuştu.
İnanç Öktemay'ın ailesinin avukatı Cenk Düzgüner de "Hem İZSU'nun hem Gediz'in yaptığı çalışmaları birbirlerinin üzerine atmaları, aile olarak ve onların vekilleri olarak bizleri çok rahatsız ediyor. Sorumluluğu bulunan herkesin cezalandırılmasını istiyoruz" dedi.
Devam eden duruşma 3 gün sürecek.
DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA
Hayatını kaybedenlerden Özge Ceren Deniz'in babası Ahmet Abi, duruşma öncesi İzmir Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, "Kızım Özge Ceren, Gdz Elektrik ve İZSU'nun ihmalleri sonucu ölmeseydi doktor olacaktı. Binlerce insanı kurtaracaktı. Gdz ve İZSU suçu birbirine atarak kurtulmaya çalışıyor. Bundan sonra Türkiye sokaklarında hiçbir insan elektrik çarpması sonucu ölmesin. Türk adaletine güveniyorum." dedi.
OLAY VE SORUŞTURMA SÜRECİ
İzmir'in Konak ilçesi Alsancak semtinde 12 Temmuz'da sağanakta yolun karşısına geçmeye çalışırken su birikintisine basıp akıma kapılan Özge Ceren Deniz (23) ile onu kurtarmaya çalışan İnanç Öktemay (44) yaşamını yitirmişti.
Olaya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında ilk etapta haklarında gözaltı kararı verilen 48 şüpheli yakalanmış, 13'ü tutuklanmış, 6'sının dosyası ayrılmıştı.
42 ŞÜPHELİ İÇİN 22,5'AR YILA KADAR HAPİS TALEBİ
Hazırlanan iddianamede 42 şüphelinin, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan 22,5'ar yıla kadar hapsi isteniyor.
"Günün manşetlerini ve en çok okunan haberlerini her sabah e-postanızdan takip etmek için Habertürk bültene üye olun."
İzmir'deki elektrik akımı faciası: Sanıklar yeniden hakim karşısında/izmir-deki-elektrik-akimi-faciasi-saniklar-yeniden-hakim-karsisinda-3737390
İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.