Kalabalık masalarda sağanak halinde başımdan aşağı yağan 'bilgi' yağmurunda sırılsıklam olduğum bir akşamdı dün akşam! Ben 'bilgi' diyorum ama siz 'dedikodu' anlayın lütfen. Masadaki 7 kişinin Serkan Keskin ve Meriç Aral hakkında bu kadar şey bilmesine mi şaşayım yoksa benim bu iki oyuncu hakkında bu kadar az şey biliyor olmama mı bilemedim... Paylaşılan bazı 'bilgi'leri, büyük ödüllü yarışmalarda daha ilk soruda elenip, önündeki ekranda yazan soruya boş boş bakan yarışmacı şaşkınlığıyla...
DEVAMINI GÖRÜNTÜLEDün akşam üstü ajanslara düşen habere ilk başta inanmakta zorlandım doğrusu! "Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta çağrı cihazlarının patlaması sonucunda binlerce kişi yaralandı" diyordu haber. Çağrı cihazı ne kadar büyük bir patlamaya neden olabilir ki? Birden fazla çağrı cihazı aynı anda nasıl patlar? Böyle bir arıza olması mümkün müdür? Çağrı cihazı değil de başka büyük bir bomba patlamış olabilir mi? vb. gibi sorular havalarda uçuşuyordu. Güvenlik kaynakları çağrı cihazlarının pillerini kendi...
DEVAMINI GÖRÜNTÜLEBu sabah yine tartışma vardı Marmaray'da! Nedeni hakkında hiçbir fikrim yok... Vagondaki tüm yolcular gibi ben de seslerin geldiği yöne baktım bir süre; iki adam birbirine bağırıyordu. Ne dediklerini tam anlamadım. Zaten anlamlı bir şeyler de söylemiyorlardı. 10-15 saniye sonra herkes o 'gürültü'ye olan ilgisini kaybetti. Herkes gibi ben de önüme döndüm, kulaklıklarımı taktım Tom Waits kulağıma fısıldadı: "Hatıralar tren gibidir, istasyondan uzaklaştıkça küçülür..." Bu tartışma sabah işe...
DEVAMINI GÖRÜNTÜLE"Gıdıkla da gülelim!" Bu cümle tarih öncesi bir espri gibi geldi geçenlerde duyduğum da... Yıllar, belki de asırlar oldu duymayalı. Çocukluğum, gençliğim yıllar değil asırlar öncesiymiş gibi geliyor bana. Bazen hiç çocuk olmadığımı düşünüyorum. Hepi topu 8-10 kare fotoğraf dışında çocukluğumla ilgili bir şey yok elimde... Annem, babam da dahil! Nasıl yürürdüm, nasıl konuşurdum, nasıl ağlardım bilmiyorum. Kulaklarımın altında lüle lüle saçlarımla boynumu hafif sola eğmiş objektife bakıyorum;...
DEVAMINI GÖRÜNTÜLETepeleme bir külah fıstıklı dondurmanın çözemeyeceği hiçbir şey yok benim için! İş yerinde yoğun bir günün ya da trafikte geçen saatlerin ardından bir külah fıstıklı dondurma tüm yorgunluğumu alıp götürür... Öfkelendiğimde, üzüldüğümde, canım yandığında bir külah fıstıklı dondurma hayatımda huzurun başkenti olan çocukluğuma götürür beni... Ne dert kalır ne tasa; bir külah fıstıklı dondurma ve ben hepsi bu! Bir külah tatlı hayat... Hangi rengi sevdiğim konusunda çok kesin bir kararım yok....
DEVAMINI GÖRÜNTÜLEYale Üniversitesi'nden psikoloji profesörü Paul Bloom, "Günlük yaşamda bilinçli akıl yürütmenin değerini savunmak istiyorum. Kalbimizden ziyade kafamızı kullanmaya çalışmamız gerektiğini savunuyorum" diyor. Empatinin, ne kadar iyi niyetli olursa olsun, ahlaki muhakeme için zayıf bir rehber olduğunu savunuyor Bloom..."Empati duygumu ameliyatla aldırmak istiyorum" dedi arkadaşım: "Okuduğum, izlediğim, dinlediğim her olaya sanki ben yaşamışım gibi, sanki benim yakınlarımın başına gelmiş gibi...
DEVAMINI GÖRÜNTÜLE50 yaş üstü 4 arkadaş her zamanki çay bahçesinde oturmuş derin konular konuşuyoruz. Son üç yıldır bahçesine patates eken ama bir türlü verim alamayan arkadaşımız dertli: "Kendi bahçemden topladığım patatesten bir kızartma yiyemeyecek miyim ya!" Aramızdaki tek bekar arkadaşımızın derdi son ilişkisinin evlilik yolunda gitmesi. Kafası karışmış "Bu saatten sonra ne evliliği!.." Kedisi Viktor balkondan düşen arkadaşımız, "Çok şükür bir şeyi yok, ne ara çıktı ne ara düştü anlamadık" diye anlatıyor...
DEVAMINI GÖRÜNTÜLE'İçine atıyorsun, atma...' (Vavien)* Allah'ın belası hilti, iki sokak ötede kentsel dönüşüm nedeniyle yıkılan binanın molozlarını değil benim beynimi un ufak ediyor saatlerdir! Dev bir şantiyenin orta yerine oturmuş oraya buraya dağılmış düşüncelerimin enkazı altından çıkmaya çalışıyorum. Düşünecek bu kadar çok şeyi ne ara biriktirdim ben; her birine nasıl yetişiyorum bilmiyorum. Ama elimde değil metroda, markette, yolda yürürken ya da düşte, evet evet düşte... İki kat arası merdiven çıkarken...
DEVAMINI GÖRÜNTÜLEYaz kış fark etmez ben hep buz gibi soğuk su içerim! Hatta mümkünse bardakta buz olmasını tercih ederim. Kola gazoz için de geçerli bu... Suyu ya da meşrubatı içtikten sonra da bardaktaki buzları kıtır kıtır yemeyi severim. Soğuk su ve buz düşkünlüğüm o noktadaki yaz aylarında üzümleri taneler halinde bir kaseye koyup buzluğa atarım. Birkaç saat sonra üzümlü buz tanelerim olur... İnananın bana böyle bir keyif yok! Karpuz ve kavuna da aynı tarifeyi uygularım ama buzdan üzüm tanelerinin yeri bir...
DEVAMINI GÖRÜNTÜLEÇok değil daha dün biri bana 10 Metre Havalı Tabanca müsabakasını ayakta izleyeceksin dese boş gözlerle ona bakıp "10 metre havalı ne?" derdim... 80'lerin başında arkadaşımın Almanya'daki akrabalarının getirdiği kaykayın üzerinde ayakta durmaya çalıştığımız günlerde 'olimpik bir sporcu' olmanın kıyısından döndüğümüzü nereden bilebilirdik ki! Okul bahçesindeki paslı metalden potada futbol topuyla yaptığımız 3'e 3 basket maçlarının televizyonlarda 'naklen' yayınlanacağını bir Allah'ın kulunun...
DEVAMINI GÖRÜNTÜLE