Habertürk
Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
  • Bölgede eski Türklerin tarihine ve kültürüne ilişkin çok sayıda eser bulunduğunu aktaran Şaripov, "Tamgalı yakınındaki Almalı Vadisinde eski Türk (runik) yazıları ile damgalarına rastlamak mümkün. Tamgalı petroglifleri de Türk halklarının kültürü ile dillerinin ortak olduğunu ispatlıyor" diye konuştu.

  • Şaripov, Tamgalı petrogliflerinin Kazakistan’ın Hoca Ahmet Yesevi Türbesi’nden sonra UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dahil edilen ilk eserlerinden biri olduğuna dikkati çekerek, bu kadim mirası gelecek nesillere aktarmak ve korumak için çalıştıklarını sözlerine ekledi.

  • "ESKİ TÜRK KÜLTÜRÜNÜN BİRÇOK ETABINI KENDİNDE BARINDIRIYOR"

    Türk Kültür ve Miras Vakfı tarafından Tamgalı petrogliflerinin UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmesinin 20. yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen bilimsel konferans kapsamında bölgeye gelen Özbekistan Bilimler Akademisi Milli Arkeoloji Merkezi Uzmanı Prof. Dr. Gaybulla Babayarov da Tamgalı bölgesinin önemini değerlendirdi.

  • Babayarov, uzun süredir Göktürk tarihi üzerine çalıştığını dile getirerek, "Bir Türkolog ve tarihçi olarak hep Tamgalı bölgesini ziyaret etmek istemiştim. Bugün ise bu arzumun gerçekleşmesinin mutluluğunu yaşıyorum. Tamgalı neden önemli, burası eski Türk kültürünün birçok etabını kendinde barındırıyor. En eski dönemlerden orta çağlara kadar Türk boylarının dünyaya bakışının taşlara yansımasıdır" dedi.

  • "KEÇİLER CESURLUĞU VE ÇEVİKLİĞİ TEMSİL EDİYORDU"

    Özellikle Göktürk damgalarını araştırdığını anlatan Babayarov, şunları kaydetti:

    "Tamgalı’ya bu damgaları görmek için geldim. Çok şaşırdım. Buradaki kaya resimlerinde dağ keçisinin resimleri çok fazla. Eski Türklerde dağ keçisi cesurluğu ve çevikliği simgeliyordu. Tamgalı’daki bu damgaları Batı Göktürk Kağanlığı tarafından Taşkent bölgesinde basılan medeni paralarda da görmek mümkün.

  • Bilge Kağan, Kül Tigin ve Orhun yazıtlarında da hanlığın, kağanlığın damgası olan dağ keçisi figürlerinin yaygın olarak kullanıldığını biliyoruz. Demek ki şimdiki Moğolistan’dan Kazakistan’a, buradan da Özbekistan’a ve daha ötelere kadar yayılan bu kültür, biz Türklerin nerelere gitse oralara kendi dünya görüşünü ve sembollerini de getirdiğini gösteriyor."

Sayfa Yükleniyor..