Sigorta Sayfası programının bu haftaki konuğu Kuveyt Türk Portföy Genel Müdür Yardımcısı Bayram Veli Salur oldu. Uygulanan enflasyonu düşürme amaçlı sıkı para politikasının yolunda gittiğini, enflasyonun hizmet tarafında kötü geldiğini ancak bundan sonraki dönemde bu alanda da düşüşler görüleceğini ifade eden Salur, sonrasında ise faiz indirim sürecine girilebileceğini kaydetti.
Bireysel emeklilik fonlarını yöneten şirkette yönetici olan Salur, dünyada sadece emeklilik maaşı değil bu maaşı tamamlayıcı gelir arayışı olduğunu bunun ilk nedeninin artan ömür ve sosyal güvenlik havuzundaki emeklilik ve sağlık harcamaları olduğunu kaydetti. Türkiye'nin de dünyayı takip ettiğini belirten Salur, bu nedenle emeklilik döneminde gelirin azalmaması için tasarrufun çok önemli hale geldiğini ve Bireysel Emeklilik Sistemi'nin (BES) de insanları birikim yapmaya iten bir sistem olarak vazgeçilmez olduğunu dile getirdi. Vatandaşların artık birikimlerinin çoğunluğunu Bireysel Emeklilik Sistemi'nde yaptığını vurgulayan Salur, özellikle BES katkılarının kredi kartı ve maaşa bağlı olmasının bir disiplin sağlamasının tasarruf yapmakta önemli bir etken olduğunu söyledi.
BES'te her 100 liraya devletin verdiği 30 liralık devlet katkısının da önemini vurgulayan Salur yıllık 60 bin liranın üstündeki katkının azımsanmayacak miktar olduğunu kaydetti. Sistemde uzun süre kalanların bileşik getiriden faydalandığının altını çizen Salur, BES'in uzun dönemli bir yatırım olduğunu belirterek, "Bu nedenle özellikle genç BES katılımcıları getirisi yüksek olabilecek yüksek risk alabilirler. Yerli hisse senedi fonlarının yanı sıra yabancı hisse senedi fonları da alınabilir. Yüzde 60 civarında hisse taşınabilir. Ancak yaş büyüdükçe para piyasası fonları gibi daha az riskli fonlar tercih edilebilir. Ancak gençseniz para piyasası fonlarında servet oluşturamazsınız. Biraz risk almanız gerekiyor" diye konuştu. Salur bu dönemde portföyün yüzde 10 ile 20'sinin altın geri kalanın ise likit fonlardan oluşabileceğini ifade etti.
Borsa şirketlerinin değerinin ucuzlamış olması nedeniyle hisse fonlarında ağırlık artırmayı önerdiklerini kaydeden Salur, ancak Ortadoğu'daki savaş riskinin hisse senetleri piyasası için en önemli risk olduğunu söyledi. Salur savaş riskinin ortadan kalkması halinde hisse pozisyonlarının daha da rahat artırılabileceğini dile getirdi. Uygulanan ekonomi politikası sonucunda enflasyon ve faiz oranlarının düşmesiyle Türkiye'nin risk primi ve kredi notunun artacağını hatırlatan Salur bu temel amacın bazen unutulduğunu anlattı. Salur yabancı hisse senetlerinde yapay zeka yatırımları yapan teknoloji fonlarının tercih edilmesi gerektiğini fon yöneticilerinin de bu şirketlerin hisselerini tercih ettiklerini belirtti.
Sistem katılımcılarının en büyük handikaplarının fon değişikliği yapmamaları olduğunu söyleyen Salur, özellikle standart fonları seçenlerin alternatif fon getirilerini kaçırdıklarını belirtti. Katılımcıların fon değişim hakkını emeklilik şirketine devredebileceğini de söyleyen Salur standart fonlar yerine yaşa göre portföy çeşitlendiren yaşam döngüsü fonlarının daha sağlıklı olabileceğini ifade etti.
