Habertürk
Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
  • Fetih Suresi Konusu

    Ana konu Hudeybiye Antlaşması’nın değerlendirilmesi, niyetlendikleri umre ibadetini yapamadan döndükleri için büyük üzüntü ve hayal kırıklığı içinde olan müminlerin teselli edilmesi, bu harekat içinde ve sonrasında olup bitenlerin Allah nezdindeki değerinin açıklanmasıdır. Bu genel çerçeve içinde Hz. Peygamber ve ashabının Allah katındaki durum ve dereceleri, onları ibadetten meneden müşrikler ile yalnız bırakan münafıkların acı sonları hakkında önemli bilgiler verilmiş, bu barışı takip edecek olan fetihler müjdelenmiştir.

    Fetih Suresi Nuzül

    Hicretten sonra gelen ayetler ve sureler, başka bir yerde vahyedilse bile Medine’de gelmiş sayıldığı için Fetih suresi de hicretin 6. yılında, Hudeybiye Antlaşması’ndan sonra, bir gece Mekke yakınlarında, Cuma suresinden sonra, Maide’den önce nazil olduğu halde Medine’de gelen sureler listesinde yerini almıştır. Güvenilir kaynaklarda bulunan şu rivayet, surenin inişiyle ilgili önemli bilgiler vermektedir: Hz. Peygamber bir seferinde (Müslim’deki bir rivayete göre Hudeybiye dönüşünde; “Cihad”, 97) gece yürürken yanında bulunan Hz. Ömer kendisine bir soru yöneltir; üç kere tekrarladığı halde cevap alamayınca üzüntü ve endişe içinde yanından uzaklaşır. Kendisi hakkında bir ayet gelmesinden korkar. Biraz sonra ona Hz. Peygamber’in kendisini çağırdığı duyurulur. Yanına gelince Peygamber efendimiz Ömer’e, yeni geldiğini bildirdiği Fetih suresinin ilk ayetlerini okur (Buhari, “Tefsir”, 48/1). Daha detaylı ve sahih olan rivayetlere göre bu olay, Hudeybiye seferinden dönerken değil, Hudeybiye’de savaşmak yerine, ilk bakışta Müslümanların aleyhinde gibi gözüken şartlarla sulha karar verildiğinde meydana gelmiştir. Hz. Ömer oldukça heyecanlı ve sert bir üslupla Peygamberimize birkaç kere, “Müslümanlar haklı, onlar haksız oldukları halde neden bu aşağılayıcı barışın yapıldığını” sormuş, “Ben Allah’ın elçisiyim, O, elçisini mahcup etmeyecektir” cümlesinden başka cevap alamamıştı. Bir müddet sonra Peygamber efendimiz Ömer’i çağırdı ve kendisine hem sulhun bir fetih olduğunu açıkladı hem de yeni gelmiş olan Fetih suresinden bir miktar okudu (Buhari, “Tefsir”, 48/5; Müslim, “Cihad”, 94). Buna göre Müslim’deki diğer rivayette geçen “Hudeybiye’den dönerken” kaydını, “barış yapmaya ve umre yapmadan dönmeye karar verilince” şeklinde anlamak, ravinin bunu kastettiğini söylemek gerekecektir.

  • Fetih Suresi Tefsiri (Kur’an Yolu)

    Sureye adını veren fethin Hudeybiye Antlaşması mı yoksa Mek­ke’nin fethi mi olduğu konusunda farklı değerlendirmeler vardır. Fetih kelimesinin “savaş yoluyla bir toprağı ele geçirmek” manasında kullanıldığını dikkate alan tefsirciler burada, Mekke’nin fethinden söz edildiğini ileri sürmüşlerdir. Sağlam rivayetler yanında (Buhari, “Tefsir”, 48/1) bu surede geçen ve yeri geldikçe açıklanacak olan işaretlere dayanan tefsirciler ise haklı olarak burada Hudeybiye sulhunun anlatıldığı kanaatine varmışlardır. Bunlara göre fetih kelimesi, bir çözüm getirdiği ve tıkanıklığı açtığı için sulh için de kullanılabilir. Ya da sebepten söz edip bununla sonucu kastetmek şeklindeki “mürsel mecaz” üslubunun kullanıldığı düşünülebilir. Çünkü Hudeybiye sulhunun yol açtığı gelişmeler birden fazla fethi beraberinde getirmiştir: 1. Bu antlaşmadan sonra Hayber fethedilmiştir. 2. Mekkeli müşriklerle savaş ihtimali geçici olarak kalktığı için iki tarafın halkı birbirine gidip gelmişler, görüşmüşler, İslam hakkında bilgi alışverişi yapılmış ve birçok müşrik ihtida etmiş, İslam ile müşerref olmuştur. 3. İki yıl sonra on bin kişilik bir ordu ile Mekke üzerine yürüyen müminler burayı kolayca fethetmişlerdir. 4. Daha önceleri Müslümanları muhatap kabul etmeyen ve çözümü savaşta arayan müşrikler ilk defa bu antlaşmada karşı tarafı tanımışlar, onlardan güvenlik talep etmişler, Müslümanların o yıl yapmak istedikleri umre ibadetini bir yıl sonra gelip yapmalarını kabul etmişlerdir ( Kurtubi, XVI, 250 vd. Hudeybiye ile ilgili özet bilgi için bk. Bakara 2/194).

    Bu fethin sağladığı faydalar, doğurduğu sonuçlar ilk üç ayette veciz bir şekilde açıklanmaktadır. 12. ayette işaret edildiği üzere bu sefere çıkmak, Mekkeli müşriklere bir manada meydan okumak demekti, bu da bir cesaret meselesiydi. Bu yüzden münafıklar “Bunların işi bitti, müşrikler tamamını yok edecek” demişlerdi. Ancak 27. ayette sözü edilen rüyayı bir işaret ve emir sayan Peygamber efendimiz, çeşitli faydalarını da gözeterek, kendisine sadık 1500 kadar sahabi ile bu meşakkatli ve tehlikeli seferi göze almışlardı. Başta hesap edilmeyen gelişmeler oldu; sahabe sabır, cesaret, bağlılık ve fedakarlık imtihanlarına tabi tutuldular. Bütün bunlar olurken ve olduktan sonra Allah Teala’nın şu lütufları tecelli etti: 1. Hz. Peygamber, kendisinin dışında hiçbir ümmet ferdine bahşedilmeyen bir iltifata nail oldu, “geçmiş ve gelecek günahlarının bağışlanmış olduğu” rabbi tarafından ilan edildi. Esasen bütün peygamberler gibi Hz. Peygamber de ismet (Allah tarafından günah işlemekten korunmuş olma) özelliğine sahiptir, dolayısıyla zaten günahsızdır. Şu halde Peygamberimizin, bağışlandığı bildirilen günahı, fiilen işlediği yahut işleyeceği bir günah olmayıp, beşer olması hasebiyle kendisinde bulunan günah işleme potansiyelidir. İsmet sıfatı, peygamberlerdeki bu potansiyel günah işleme imkanının fiiliyata geçmesini önleyen ilahi bir koruma ve esirgemedir; ayetteki af bu anlamdadır. Bir önceki surenin tefsirinde geçen (Muhammed 47/19) farklı bir yoruma göre bu antlaşma ile Mekkeliler nezdinde suçlu (zenb kelimesinin suç manası için bk. Şuara 26/14) ve ölüme mahkum bulunan Hz. Peygamber bu antlaşma sonunda barış ve güvenlik antlaşmasının tarafı haline geldi, böylece müşrikler tarafından suçluluk hükmü kaldırılmış oldu. 2. En büyük nimet ve dosdoğru yol olan İslam dini sulh ortamında tamamlanarak yayılma imkanı buldu. 3. Yolculukta, sulh müzakerelerinde ve dönüşte Allah’ın büyük yardımları görüldü.

    Peygamberler ümmetlerine örnek olduklarından Allah onları günah işlemekten korumuştur. Buna rağmen Peygamber efendimiz gece gündüz nafile ibadetler yaparak ve özellikle çok namaz kılarak, hem bu konuda da ümmetine örnek olmuş hem de ibadetin cennet ümidi veya cehennem korkusundan değil, Allah buna layık olduğu, kul bununla manevi hayat ve huzur bulduğu için yapılacağını göstermiştir. Nitekim kendisine, günahlarının peşinen bağışlanmış olduğu hatırlatılarak niçin bu kadar çok namaz kıldığı sorulduğunda şu cevabı vermişlerdir: “Elimden geldiğince Allah’a şükreden bir kul olabilmem için” (Buhari, “Tefsir”, 48/2; peygamberlerin günahsızlığı (ismet) konusunda geniş bilgi için bk. Mehmet Bulut, “İsmet”, DİA, XXIII, 134-136).

    4. ayette müminlere, olağan üstü sıkıntılı durumlarında Allah’ın moral yardımından söz ediliyor, arkasından da O’nun askerlerinden bahsediliyor. Öyle anlaşılıyor ki bu askerlerden maksat, müminlerin yanında olan ve ilahi yardımı onlara ileten meleklerdir. Buna göre 7. ayette zikredilen askerler ise ilahi cezayı icra eden melekler olmalıdır.

    Fetih Suresi Fazileti

    Fetih suresinin değeri ve özelliği hakkında Hz. Peygamber şu açıklamayı yapmıştır: “Bu gece bana, üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha değerli ve güzel bir sure gönderildi”; Peygamberimiz bunu söyledikten sonra Fetih suresini okumuşlardır (Buhari, “Tefsir”, 48/1).

    Fetih Suresi Ne İçin Okunur?

    İslam dininin evrenselliğini ve üstünlüğünü simgeleyen Fetih suresinin İslam kültür tarihinde önemli bir yeri vardır. Gazaya giden Müslüman askerlerin, buradaki zafer vaadinin kendileri için de gerçekleşmesini umarak sefer sırasında ve savaş boyunca sureyi çokça okudukları bilinmektedir. Diğer taraftan kılıç, kalkan, balta gibi savaş aletleri üzerinde ilk ayetinin, bazı hükümdar ve kumandanların giydiği zırhlar üzerinde de bütün surenin yazılı olduğu görülmekte, Çanakkale muharebeleri ve İstiklal Savaşı yıllarında evlerde ve camilerde sürekli olarak Fetih suresi okunduğu nakledilmektedir.

  • Fetih Suresi Ne Zaman Okunmalıdır?

    Fetih suresi, belirli durumlarda okunmalıdır. Bu durumlar şu şekilde sıralanabilir:

    • İşleri sıkıntılı olan kişiler okur ise Allah o kişilerin işlerini kolaylaştırır ve onları sıkıntılardan uzaklaştırır.

    • Bunalım ve bir sıkıntı içinde olan bir kimse Fetih suresini okur ise Allah keremiyle, lütfuyla onun üzüntüsünü, sıkıntısını, gam ve kederini yok eder.

    • Eğer bir sınava girilecekse bundan önce Fetih suresi okunmalıdır. Böylelikle, Allah, o kişinin işlerini kolaylaştırır.

    • 11 Ayın Sultanı olan Ramazan ayında Fetih suresinin okunması kişinin rızkının artmasına vesile olur.

    • Kişinin muradı, isteği ve hayalleri, Fetih suresinin okunması ile Allah’ın izniyle gerçek olur.

    Fetih Suresi Kaç Ayet?

    • Fetih Suresi 29 ayetten oluşmaktadır.

    Fetih Suresi Kaçıncı Sayfa ve Cüzde Yer Alıyor?

    • Fetih suresi, Kur'an-ı Kerim'in 26. cüzünde bulunuyor. Fetih duası, 510. sayfadan başlayıp 514. sayfada sona eriyor.

    Fetih Ne Demek?

    • Fetih, masdar olarak “açmak, hüküm vermek, yardım etmek” manalarına geldiği gibi isim olarak “zafer, yardım” anlamına da gelir.

    Fetih Suresi Abdestsiz Okunur Mu?

    Vakıa suresi, 79. ayette “Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” şeklinde emredilir. Bu nedenle, cünüp olan ya da abdestsiz birisinin Kur’an-ı Kerim’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de okuyamaz.

    Özetle, abdesti olmayan birisi, Kur’an-ı Kerim’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ancak abdestsiz olan birisi Kur’an’a dokunarak Fetih suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. (Elmalılı Hamdi YAZAR, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157)

    Keza, başörtüsü olmadan da Fetih suresi okunabilir; ancak Kur'an'a saygıdan dolayı başörtülü olunması tavsiye edilmektedir.

    Fetih Suresi Adetliyken Okunur Mu?

    • Fetih suresinin adetliyken Kur'an-ı Kerim'den ya da ezberden okunması caiz olmamaktadır.

Sayfa Yükleniyor..