Ayin (2018)
(Hereditary)
Film, ölümün geride bıraktığı bir kasvet duygusuyla açılıyor. Ev, tekinsizliğinden ziyade, ormanın içindeki yalnızlığı, büyüklüğü ve daha çok da taşıdığı geçmişle ürpertiyor. Annie'nin ölen annesinden kalan sandığı ve doğaüstü olaylarla ilgili kitapları kurcalamadan kapatması, “bazı şeyler”i geçmişte bırakmak isteğinin göstergesi... Ama odanın içinde karanlıkta bir anlığına beliren o silüet, bunun kolay olmadığını sezdiriyor. Asıl ürpertici olansa, Annie'nin grup terapi seansında düz cümlelerle özetlediği aile geçmişi... Yönetmen Ari Aster'in, kameranın Annie'ye yaklaştığı tek bir uzun planda çektiği bu sahnede doğaüstünün tekinsizliği değil, şizofreni, uyurgezerlik, travma ve acılar korkutuyor bizi. Evin küçük kızı Charlie'nin mutsuzluğu, ürpertici yalnızlığı da öyle... Ari Aster, aile dramını 1970'lerin korku filmleri gibi çekerek, karakterlerin depresyonunu bir karabasan haline getiriyor. Filmin üçte ikilik ilk bölümü, bir ailenin mutsuzluğunun içinde kilitli kalmanın kasvetiyle geçiyor. Öyle ki bazı durumlarda geçmişin ve kalıtsal olanın doğaüstünden çok daha korkunç olabileceğini düşünüyorsunuz. Ama son üçte birlik bölümünde film, tonunu ve yapısını değiştiriyor.