Habertürk
Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
  • Deniz Uğur'un iddialarına yönelik bir açıklamada bulunan Nilüfer, "Reha Muhtar'a şifa diliyorum. Bir an önce iyileşip çocuklarına kavuşsun" notunu düştüğü videoda şu ifadelere yer verdi: Çocuk kaçırma ya da alıkoyma gibi bir şey söz konusu değildir. İğrenç bir iftira. Ben Bodrum'dayım kızım da İstanbul'da. Poyraz, Ayşe'nin kardeşi, kan bağları olmasa da kardeşi. Ayşe bana dedi ki 'anne Poyraz eve gitmek istiyor alacakları varmış' ben de ‘tamam’ dedim. Ayşe ile Poyraz, Reha Bey'in evine gittiler, orada o işleri hallederken, bir telefon geldi; 'Ayşe Nazlı, Poyraz'ı hastaneye getirsin, yoksa suç duyursunda bulunacağız.'

  • Ben de kızımı aradım hastaneye ‘kardeşini götür’ dedim. Olay tamamen bu. Ayşe Nazlı ve Poyraz, babalarının evine gitmiştir. Bu iftiraları atanları mahkemeye vermek istemiyorum, çünkü ben bu kötülüklerle uğraşamam. Lütfen iyi insan olmaya çalışın. Çok güvendiğim, yıllar içinde çok güven oluşturduğum, beni seven ve takip eden insanların bazılarından beni yargılayan, suçlayan ve iftiralara inan acımasız yorumlar oldu. Bunlar beni çok üzdü onlara da çok kırgınım.

  • Tüm bu yaşananların ardından Reha Muhtar ve Deniz Uğur'un çocukları Poyraz Muhtar, önceki gün açıklama yaptı ve şunları söyledi: Annem benim kaçırıldığımı söylüyor. Ama ben kaçırılmadım ablamdan rica ettim beni babamın evine götür diye. Ve beni götürdü. Benim burada kedim, köpeğim var. Onlara bakmam gerekiyor. Cihan ağabey var komşumuz. Ablam var. Ben evdeyim. Ben burada mutluyum. Cihan ağabey ile oyun oynuyoruz, Beşiktaş maçları izliyoruz. Ben burada çok mutluyum. Başka yere gitmek istemiyorum.

  • 15 yaşındaki Poyraz'ın ardından, Ayşe Nazlı Yumlu da günler sonra sessizliğin bozdu ve kendisini "çocuk kaçırma" ile suçlayan Deniz Uğur'a yönelik açıklamada bulundu.

    Sosyal medya hesabından bir gönderi paylaşan Ayşe Nazlı sözlerine, "Günlerdir yazılanları ve çizilenleri Poyraz'la birlikte şaşkınlıkla izliyoruz. Kendi evinde oturan ve sadece babasını ziyarete giden bir çocuğun kaçırılması kadar saçma bir şey olamaz" diyerek giriş yaptı.

  • Ayşe Nazlı Yumlu daha sonra şu ifadeleri kullandı: Poyraz, doğduğu günden beri beni ablası ve kardeşi olarak biliyor ve bu durum hep böyle kalacak. O da benim kardeşim ve ailem; kan bağı ya da soyadımız aynı olsun ya da olmasın. Kalbi kötü olan insanların bunu anlaması zaten imkansız. Ben daha 1 yaşındayken, Reha Muhtar benim babam olmak istemiş, ona 'Baba' dememi istemiş ve beni öz kızı gibi büyütmüştür. Ailemizle ilgili hiçbir şey bilmeyen insanların böyle zor günlerde ne beni ne de Poyraz'ı daha fazla üzmeye hakkı yoktur. Biraz empati ve saygı lütfen.

    Öte yandan Reha Muhtar'ın sağlık durumu ile ilgili bir gelişme yaşandı. Gazeteci Uğur Dündar, meslektaşı Reha Muhtar'ın sağlık durumuyla ilgili açıklama yaptı ve "Beyin kanaması durmuş ve hayati tehlikeyi atlatmış durumda" ifadelerini kullandı.

  • MELİSA SÖZEN

    'AJAN' AÇIKLAMASI

    Melisa Sözen, 14 Aralık 2016'da yayımlanan Fransız yapımı 'Le Bureau des Légendes' adlı dizide Suriye’de IŞİD'e karşı savaşan YPG'lilerin arasına sızan 'Esrin' isminde bir ajanı canlandırmıştı.

    Yıllar önce canlandırdığı karakterin "Dizide YPG'liyi canlandırdı" şeklinde hedef gösterilmesi üzerine sosyal medya hesabı üzerinden yayımladığı mesaj ile sitem etti.

  • Melisa Sözen, kendisine yönelik yapılan eleştirileri 'zorbalık' diye tanımladı.
    39 yaşındaki oyuncunun açıklaması ise şöyle;

    "En anlaşılır haliyle:
    1- Söz konusu dizi gizli saklı bir iş değil. 2015 çıkışlı Fransa’nın en ünlü polisiye dizisi.

    2- Dizinin benim oynadığım sezonu 2017 yılında yayınlandı. DEAŞ’la (IŞİD) savaşan çift taraflı bir ajanı canlandırdım.

    3- Dizide herhangi bir terör örgütünün övgüsü yok. Olsaydı, geçen yedi yıl içinde zaten çoktan duymuş olurdunuz.

    Hayat tecrübesi az olanların bu zorbalıkla baş etmesi imkansız. Ben 25 yıldır oyunculuk yapıyorum. Kötü niyetli eleştiri, haksızlığa uğramak, hakaret, yalan haberler benim ne yazık ki büyürken alışık olmak zorunda kaldığım şeyler. Dolayısıyla bu internet zorbalığıyla derim kalınlaşmış bir dönemimde karşılaştım. Hakkımda atılan iftiraları elbette kabul etmiyorum.

    Ama yaşı küçük ve hayat tecrübesi az yahut duygusal olarak hassas bir dönemde olan insanların bu zorbalıkla baş etmesi neredeyse imkansız. Yukarıdaki üç madde çok yeterli olduğu halde bu satırları da zaten bununla başa çıkması güç insanlar için ekliyorum."

  • "Ne yazık ki bilginin doğruluğunu ve nereden geldiğini dahi düşünmeden, kontrol etmeden inanmak çağımızın kara deliklerinden biri. Linç kültürü de öyle.

    Bunun bir parçası olmayın, kendinizin ve etrafınızdaki insanların internet zorbalığı ile duygusal şiddet yaşamasına izin vermeyin. Ben vermeyeceğim.

    Kendi aklımızı, kendi bilgilerimizi kullanmayı, araştırmayı, doğru kaynakları kullanmayı ve önce bir durup düşünerek hareket etmeyi öğrenmemiz gerek. Bu tuhaf olaydan hep birlikte çıkaracağımız ders varsa bu olsun."

  • ÖZCAN DENİZ

    'ÇOCUK' TARTIŞMASI

    Özcan Deniz, Mart 2018'de Feyza Aktan ile evlenmiş ve aynı yılın nisan ayında oğlu Kuzey'in doğumuyla ilk kez baba olma heyecanını yaşamıştı.

  • 2019'da Feyza Aktan'dan olaylı bir şekilde boşanan Deniz geçen yıl ise hayatını Samar Sadgar ile birleştirdi.

     

  • Özcan Deniz; "53 yaşındayım. Eşim Samar ve oğlum benim ömrüm. Kaç sene daha onlara eşlik ederim bilmiyorum. Onlar gençken ben yaşlı olmak istemiyorum. O yüzden de bir çocuk daha dünyaya getirip, o 10'lu yaşlarındayken, ben 70'lerime dayanmak istemiyorum. Bunu göze alamıyorum ama Samar genç bir kadın, benim canım, ciğerim. 'Hayat' diyelim... Onun hakkı" dedi.

    Samar Dadgar ise; "Daha biriktireceğimiz çok anı var" ifadesini kullandı.

  • Özcan Deniz'in bu açıklaması tartışma konusu oldu. Sosyal medyada yapılan yorumlardan bazıları şöyle:

    *O zaman 30 yaşında anne olmayı hak eden bir kadınla birlikte olmayacaksın.
    *Belki karısı anne olmak istiyor o nasıl olacak?
    *Yaşlılığın yaşla alakası yok.
    *Bence bu soruyu kadın cevaplasın, o anne olmak istiyor mu?
    *Sizin nasıl baba olma hakkınız varsa onun da anne olma hakkı var.

  • Samar Dadgar eşine gelen tepkiler sonrasında açıklama yaptı. "Her kadın anne olmak zorun değil" diyen Dadgar şunları söyledi: Her kadın anne olma duygusuyla yanıp tutuşmak zorunda değil. Her evlilik çocukla taçlandırılmak zorunda değil. Bir çocuk zaten var ve bizim canımız ciğerimiz. İki taraf da birbirini seviyorsa ve çocuk yuapma hasreti yok ise benim tarafımdan bunu kadın haklarına bağlamak, ya da sen nasıl istemezsin eninde sonunda isteyeceksin zorbalıkla dikte edemezsiniz. Bazen bazı şeyler çok mahremdir, özeldir. Hasta değilim ama ya hasta olsaydım ve çocuk sahibi olamasaydım. Yaptığınız yorumlar kadınlar üzen yorumlar. Herkesin, herkesin hayatına saygı duyması dileği ile sizleri seviyorum.

Sayfa Yükleniyor..