Habertürk
Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
  • "BAMBAŞKA BİR HAYAT GÖRDÜ"

    • Al Pacino bir röportajında; “Her yeni çalışmam, mesleğim ve kendim adına yeni ufuklar açıyor, kendimi ve mesleğimi yeniden keşfetmemi sağlıyor. Bu özellikler olmasaydı oyunculuğu asla yapmazdım.” dedi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Mesleğinizin size ve işinize kattığı keşifler nelerdir?
    Caner Cindoruk... Her projede yeni bir şey öğrenme, her projede yeni bir şeyler deneyimleme şansı. Oyunculuk ne kadar yetenek üzerine kurulu bir şey olarak görülse de tamamen birikim üzerine kurulu bir meslek. Ve o birikimin sonu yok. Şimdi örneğin oynadığı bu rolle beraber Bergüzar çok yeni şeyler öğrendi. Bambaşka bir hayat gördü. Benim için de polisliğe dair, silah tutmak bile yeni bir öğrenme şekli. Sanırım bizi tutkuyla bu işe bağlayan şey bu. Her projede sıfırdan bir iş yapıyoruz. Çünkü bu meslek böyle. "Ben 25 yıldır bu işi yapıyorum ve rahatım" gibi bir şey yok. Bu işe nasıl hazırlanırsanız o kadar başarı elde edebilirsiniz. Bergüzar’ın söylediği o disiplin, bizim işte çok çalışan bir şey. Bu gerek ruhsal, gerek fiziksel olsun fark etmez. Çünkü her ikisiyle birden var olan bir mesleğe sahibiz. Ve sanırım bizde tutku yaratan şey tam da bu. Ben on yıl önce bir röportajımda, “Ben Tuncel Kurtiz gibi ölmek istiyorum” demiştim. Bu kadar basit...
    Bergüzar Korel... Oyunculuk; normal hayatta deneyimleyemeyeceğimiz, yapamayacağımız, söyleyemeyeceğimiz birçok şeyi yapabilme ve söyleyebilme olanağı sağlıyor. Kendi hayatınızda çok moraliniz bozuk olduğunda ya da çok mutlu olduğunuzda, enerjiniz yüksek olduğunda ya da tam tersi hiçbir şey yapmak istemediğinizde deşarj olabileceğiniz bir alan sağlıyor. Bir nevi terapi gibi... Ama ben, oyunculuk benim sadece işim, benim hayatım değil, benim bir hayatım var ve oyunculuk da benim işim diyerek ikisinin arasına çok net bir çizgi çektim. Çünkü onu yapmak zorundayım. Ben normal şeylerden hiçbir zaman elimi çekmedim. Normal hayattan, hayatın içinden, dışarıda olmaktan, her şeyi kendim yapabilmeyi istemekten vazgeçmedim. Oyunculuk, bu anlamda bir oyun. Biz koca koca insanlar bazen sette, “Ne yapıyoruz biz?” diyoruz. Kanlar sürülüyor, şekerli mi bu filan diyorum. Sonra “3-2-1 kayıt” diyorlar ve oyun oynuyorsun. O oyunu oynarken çok şey öğreniyorsun ki... Oyunun yazıldığı döneme ait siyaseti okuyorsun, sosyolojisine bakıyorsun, psikolojisine bakıyorsun. O kadar çok şey öğreniyorsun ki bence hayatta bundan daha lüks bir şey olamaz. Bir de üzerine para veriyorlar.
    Serkan Altunorak... Benim için de tamamen aslında çok kişisel bir savaş. Ben oyuncu olmak istiyorum, dediğiniz andan itibaren başlayan sürekli öğrenme, sürekli araştırma, sürekli üstüne yeni bir şey koyma çabası. Bu mesleğin kendi içinde var olan bir şey. Hiçbir zaman, "Ben bunu çok iyi yaptım" diyemiyorsunuz. Sürekli eksik hissettiğiniz, sürekli bir tamamlanmamışlık hissi oluyor. Asla onaylanmaktan bahsetmiyorum.... Bunun ödüllendirilmesinden de bahsetmiyorum... Siz zaten neyi ne kadar yapıp yapamadığınızı aşağı yukarı görebiliyorsunuz. Hissediyorsunuz. Çünkü hisleriniz zamanla çok gelişiyor. Ve oyunculuk bence sonsuz çalışma açlığı ve çok büyük bir aşk. Çok tuhaf bir aşk... Bazen nefret ediyorsun, bazen ölüyorsun, bazen bayılıyorsun. Sonsuz bir disiplin... Yaptıkça kendinizi tanıyorsunuz.

Sayfa Yükleniyor..